Earnest, günlük basın toplantısında Suriye rejiminin Halep'te sivillere yönelik saldırılarına ilişkin soruları yanıtladı.
Kentte binlerce sivilin saldırıların hedefi olmasını önlemeye odaklandığını anlatan Earnest, şöyle devam etti:
"Halep'ten gelen haberler giderek korkunçlaşıyor ve kentteki durum daha da kötüleşmeye devam ediyor. Çok sayıda masum insan hayatını kaybetmişken, yaşamları risk altında olan hala kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu çok sayıda insan var. Bu, Esed rejiminin ahlaksızlığının bir yansıması. Bu, Rusya ve İran'ın bataklığa daha fazla dahil olmalarını riske ederek bölgedeki etkilerini artırmaya yönelik çabalarını başarma hedefinin yansımasıdır. Bu da ahlaki endişeleri artırıyor."
Earnest, Suriye rejiminin, Rusların ve İranlıların desteğini alarak masum insanları sindirmeye yönelik bir strateji izlediğini vurguladı.
Bombalama kampanyasının Halep'in doğusunda yoğunlaştığına değinen Earnest, bunun zalimce ve yüz kızartıcı bir taktik olduğunu dile getirdi.
Büyük ölçüde masum insanların yaşamlarını yitirmesini "yürek burkucu" olarak niteleyen Earnest, "ABD de bu nedenle diplomatik kanallarla bombalama kampanyasına ve şiddete son verilmesi için en azından masum insanların tehlikeli alanlarından uzaklaştırılması ile insani yardımların düzenli olarak ulaştırılması için çalışıyor ancak Suriye'nin, Rusya'nın ve İran'ın bu sürece yapıcı şekilde dahil olmaya ilişkin isteksizliği var. Umarım bu değişir. Umarım daha fazla ilerleme kaydedebiliriz ve Ruslar buna yeniden ilgi gösterir. Böyle bir değişimi memnuniyetle karşılarız." diye konuştu.
İTALYA'DAKİ REFERANDUM
Josh Earnest, İtalya'da anayasa reformuna yönelik yapılan referandumun sonuçlarına dair soruları da yanıtladı.
ABD'nin İtalya ile önemli bir ilişkisinin olduğunu vurgulayan Earnest, referanduma ilişkin, "AB'nin birlikteliğine dair olası sonuçları zamanla görülecek. Açıkçası bu referandum, İtalya'nın AB ile ilişkisine dair bir soru değildi ancak değinemeyeceğim daha geniş olası sonuçları var." değerlendirmesini yaptı.
Earnest, İtalya'daki referandumun, Birleşik Krallık'ta yapılan AB'de kalıp kalmama oylaması ve ABD'deki başkanlık seçimlerinden farklı olduğuna dikkati çekti.
Bunların her birinin farklı olduğunu anlatan Earnest, "Birinde başkanlık seçiminden, diğer ikisinde ise sadece birinde AB'den ayrılmaya doğrudan etkisi olan bir referandumdan söz ediyoruz. Dolayısıyla analiz edilmesi gereken daha geniş eğilim var." ifadelerini kullandı.