Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın hüküm sürdüğü Yemen'de hükümet güçlerine destek vermek amacıyla Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon çatısı altında savaşan BAE, yaptığı hamleler, ittifaklar ve uluslararası arası hukuku ihlal eden adımlarıyla Yemen'e girmekteki maksadını aştı.
AA'nın haberine göre, son olarak Yemen'de savaşan tüm birliklerinin ülkeye döndüğünü duyuran Abu Dabi yönetimi, Yemen'deki çatışmalarda toplam 108 askeri kaybettiklerini, yeni stratejilerinin ise Yemen'de BAE güçlerinin varlığına dayanmadan, doğrudan eğitilmiş ve donatılmış bir milli orduyu öngördüğünü açıkladı.
BAE'nin açıklamalarını değerlendiren uzmanlar, çekilmeyi, "taktiksel" ve "namlunun ucuna yine Yemen'in konulduğu kurnaz bir planın parçası" ifadeleriyle yorumluyor.
"BAE, savaşın bitmesini engelledi"
Yemenli araştırmacı yazar Yasin et-Temimi, BAE'nin Yemen'deki savaşı bir felakete dönüştürme konusunda oynadığı etkili rolün ardından taktiksel bir yol izleyerek bu savaşın karmaşasından çıkmaya çalıştığını belirtti.
Temimi, "BAE, savaşın doğal seyri önünde mayınlar eken aktör oldu. Savaşın şimdiye kadar meşru yönetimin zaferiyle sonuçlanması gerekiyordu. Ancak Abu Dabi yönetimi, başta ülkenin güneyinde olmak üzere çatışmaların felaket sonuçlar üretmesine neden olan kurnaz bir yöntem izledi." ifadelerini kullandı.
BAE'nin Temmuz 2019'da Yemen'de güçlerini azaltacağını ve yeniden konumlandıracağını duyurduğunu, bu açıklamadan bir ay sonra ise hükümet güçlerinin karşısında ayrılıkçı güney hareketinin yanında yer alarak, geçici başkent Aden'i ele geçirmelerini sağladığını hatırlattı.
Temimi, "Abu Dabi'nin çekilme kararını, Yemen'deki yıkıcı rolünü kurnazca yeniden formüle etmek şeklinde okuyabiliriz. Bunun yansımalarını, Suudi Arabistan'ın Yemen'de yaşayacağı zorluklar olarak da göreceğiz. Riyad yönetimi, BAE'nin Yemen hükümeti ile ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi arasında imzalanan Riyad Anlaşması'nı başarısızlığa uğrattığını ve Suudi Arabistan'ı Yemen'deki savaşın dümenini döndüremeyen bir lider olarak gösterdiğini düşünüyor." diye konuştu.
Bu çekilmenin nihai olmadığını belirten Temimi, BAE'nin, Yemen hükümetinin zayıflığını, Suudi Arabistan'ın korkularını ve terörle mücadele bahanesini kullanarak bu kırılgan bölgeye müdahalelerini sürdüreceğini, ayrılıkçı projeye destek vererek Yemen'deki karşıt devrimi tamamlayacağını söyledi.
Temimi, bu kapsamda Abu Dabi yönetiminin, silahlı yapılar oluşturmak için çalıştığını, bu yapılanmaları da kendi projeleri için kullandığını kaydetti.
"Çekilme kararı BAE-Suudi Arabistan ilişkilerini etkilemeyecek"
Lübnanlı yazar Ali Bakir de BAE'nin Yemen'den çekildiğini ilk kez duyurmadığını, daha önce de buna benzer açıklamalar yaptığını belirtti.
Bu açıklamalara rağmen değişmeyen tek şeyin, "Abu Dabi yönetiminin, Yemenli on binlerce savaşçıyı eğitmesi nedeniyle bu ülkede güçlü bir nüfuzu bulunduğu" gerçeği olduğunu aktaran Bakir, şöyle devam etti:
"Bu çekilmenin son olup olmayacağı tartışmalarını bir kenara bırakırsak, kararın, Yemen'de gerginliğin tırmandığı bir zamanda alındığını fark ederiz. BAE, İran gibi ilgili tarafların tepkilerinin muhatabı olmak istemiyor. Abu Dabi muhtemel sonuçları taşıyabilecek bir kapasiteye sahip değil."
Çekilme kararının, BAE-Suudi Arabistan ilişkilerine yansımalarını da değerlendiren Bakir, "Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman BAE'nin Arabistan'daki 1'inci adamı. Bu nedenle karar, mevcut durumda ilişkileri etkilemeyecek." şeklinde bir öngörüde bulundu.
Bakir, ancak iki ülkenin çıkarlarının çatıştığı noktaların her geçen gün arttığını, bunun da iki ülke ilişkilerine uzun vadede iz bırakacağını kaydetti.
"İhlallerin sorumluluğundan kaçmak isteniyor"
Yemenli araştırmacı Nebil el-Bukeyri, Yemen'in 2'inci kez böyle bir duyuru yaptığını ve orada kalıcı olma çerçevesinde bir çekilmeden söz ettiklerini belirtti.
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid'in Twitter üzerinden yaptığı "BAE kardeşlerini desteklemek için Yemen'de kalacak" açıklamasına işaret eden Bukeyri, BAE'nin Yemen'den gerçek anlamda çekilmeyeceğini, Yemen otoritesi dışında milis güçler oluşturacağını ve onları silahlandıracağını söyledi.
Bukeyri, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çekilme kararı, tutuklular ve suikastlar konusundaki ihlaller nedeniyle uluslararası toplum önünde sorumluluktan kaçmak için yapılan bir manevradır. BAE, böyle bir manevra yapıyor ancak sahada kendileri için savaşan milisleri var. Böyle bir durumda gerçek anlamda bir çekilmeden söz edilemez. BAE, yetiştirdiği milisleri yoluyla Yemen'de kalma stratejisi izliyor. Böylece uluslararası toplum karşısında sorumluluktan kurtulmayı hedefliyor. Diğer yandan çekileceklerini söyleyerek Suudi Arabistan'ın korkularının da üstüne gidiyor. Böylece Riyad yönetimine büyük tavizler verdirecek türden bir koz elde etmiş oluyor."
"Gizli hedef, Suudi Arabistan'ı sonu gelmez bir savaşın bataklığına saplamak"
Mısırlı gazeteci Yasir Abdulaziz de Abu Dabi Uluslararası Havalimanı'nın Husiler tarafından hedef alınmasının ardından BAE'nin, İran ile Husiler üzerinden doğrudan bir çatışmaya girmek istemediğini ve bu nedenle çekilme kararı aldığını ifade etti.
"Ancak burada gizli bir hedef daha var. O da Suudi Arabistan'ı sonu gelmez bu savaşın bataklığına saplamak." diyen Abdulaziz, BAE'nin savaşa, kendi limanlarını korumak için Yemen'deki limanların kontrolünü ele geçirmek ve bu ülkedeki siyasal İslamı ve bugünkü temsilcisi Islah Partisi'ni bitirmek amacıyla girdiğini kaydetti.