Bangladeş’te Arakanlı Müslümanların yaşadığı kamplarda son 3 ayda nüfusun aşırı hızlı yükselmesi, pek çok sağlık riskini de beraberinde getirdi. Kamplarda çalışan sağlık görevlileri, zaten birçok sağlık riski taşıyan bölgede özellikle temiz suya erişimin sorunlu olmasından kaynaklanan sıkıntılara dikkati çekiyor.
Myanmar’da Budist fanatiklerle askerlerin saldırılarından kaçarak Bangladeş’e sığınan Arakanlı Müslümanların sayısı, BM rakamlarına göre, ağustos sonundan bu yana 626 bini buldu. Geçmiş yıllarda benzer şekilde ülkeye gelenlerle bu sayının resmi olarak 850 bine ulaştığı belirtiliyor. Kimilerine göre ise bu sayı 1 milyonu bulmuş durumda.
Bir milyona yakın Arakanlı Müslüman'ın yaşadığı bölgede nüfus yoğunluğu ortalamanın çok üzerinde. Birçok çadırın arasında bir metreden daha az mesafe bulunuyor. Yoğun nüfus, bölgede bulaşıcı hastalıkları da beraberinde getiriyor.
Özellikle çocuklar arasında sıkça rastlanan kızamık, Arakanlı Müslümanların kamplarında görülen hastalıklar arasında ilk sıralarda geliyor.
Ugandalı doktor Musoke, kızamık dışında solunum yolu enfeksiyonu ile ishale yol açan bağırsak enfeksiyonlarının en sık rastlanan hastalıklar olduğu bilgisini verdi. Bu hastalıklar da çoğunlukla çocuklarda görülüyor.
Tuvaletler su kuyularının yanında
Tuvalet alanlarının evlerin ve evlerin yakınında su temini için açılan kuyuların çok yakınında yer alması, bağırsak enfeksiyonuna yol açan ana sebeplerin başında geliyor. Bazı yerlerde tuvalet ihtiyacı için açılan çukurun 1-2 metre yakınında su kuyusu olduğu görülüyor.
Ayrıca birçok çocuk, kirli suları oyun alanı olarak kullanıyor. Tuvalet atıkları ve çürümüş gıda gibi atıkların karıştığı pis suyun bulunduğu yerlerde gezinen çok sayıda çocuk, enfeksiyon riskine açık halde yaşıyor.
Doktor Muhammed Musoke de aşırı nüfus yoğunluğuna dikkati çekti. Musoke, “Bu kamplarda yaşayan kişilerin sayısı çok fazla ve yaşam koşulları oldukça kötü. Hem Bangladeş hükümeti hem de diğer sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlar, ellerinden geleni yapmaya çalışıyor ama yeterli değil. İhtiyaçlar hala dağ gibi.” dedi.
Temiz suya erişim hayati önem taşıyor
Temiz suya erişimin sağlanması, kamplardaki öncelikler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bunun için su kuyularının çok daha derin kazılması, 150-200 metre derinliğe kadar inilmesi gerekiyor.
Ayrıca mevcut suların arıtılması için arıtma cihazlarına da ihtiyaç duyuluyor. Bazı kuruluşlar ve sağlık örgütleri, evlerde kullanılabilecek basit cihazlardan temin edip dağıtmaya çalışıyor ancak 1 milyona yakın kişinin yaşadığı bölgede bu sayı çok az.
Doktor Musoke de aynı noktaya dikkati çekerek, “Temiz su elde edilmesi için yardıma ihtiyaç var. Bu, hastalıkların yayılmasını önlemede hayati öneme sahip.” diye konuştu.
Musoke, uzmanlık gerektiren ikincil sağlık hizmetlerine erişimin düşük seviyede olduğu uyarısında da bulundu. Musoke, “Buradaki nüfus ile sağlık merkezi sayısı kıyaslandığında özellikle ikincil tıbbi hizmetlerde hala yapılması gereken çok fazla şey bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
Son 3 ayda kamplarda çok sayıda ayakta tedavi kliniği açılmış olmasına rağmen yatarak tedavi ve cerrahi müdahale gibi tıbbi hizmetler oldukça sınırlı. Uzmanlık ya da cerrahi müdahale gerektiren durumu ciddi hastaların çoğu yaklaşık 2 saat mesafedeki Cox’s Bazar’a sevk ediliyor.
AA