1
Hooper, The Independent gazetesine yaptığı açıklamada, Müslümanların nefrete ve hoşgörüsüzlüğe maruz kaldığını, İslamofobinin 11 Eylül saldırılarına kıyasla daha da arttığını ifade etti. Artık birçok Müslümanın dini sembollerini göstermek ya da giymekten çekindiğini belirten Hooper, “Bu durumdan endişe duyan sadece ABD’li Müslümanlar değil, beyaz ırkın üstün olduğunu savunan radikallerin yönetimi altında yaşayanlar da muzdarip. Trump politikaları sadece Müslümanların değil, Afrikalılar başta olmak üzere birçok azınlığın da endişelerini artırdı” ifadesini kullandı.
Hooper, Müslümanlara getirilen seyahat yasağı başta olmak üzere belgesi olmayan göçmenlere yönelik baskının da arttığına dikkat çekti. Ağustos ayında 1 kişinin hayatını kaybettiği Charlottesville’deki Neonazi şiddeti ve benzeri ırkçı saldırılara tepki göstermeyen Trump’ın tutumunun Müslümanlara ve azınlıklara yönelik düşmanlık konusunda saldırganları daha da cesaretlendirdiğini kaydetti. Şu anki durumun 11 Eylül saldırılarından daha vahim olduğunu ifade eden Hooper, “Bu fanatik sesler ırkçılık söylemiyle ortaya çıkmamıştı. Fakat şimdi bu söylemle gurur duyuyorlar” dedi.
Başkanlık seçimlerine İslamofobinin artışının katkısına ilişkin soruya cevap vermekten kaçınan Hooper, ABD’de Müslümanlara yönelik birçok şiddet olayının dünya gündeminde yer aldığını ifade etti.
Raporlar ayrımcılığın arttığına işaret ediyor
CAIR, İslamofobi kaynaklı nefret suçlarının ve şiddetin ayrıntılarının yer aldığı bir rapor hazırladı. Rapora göre bu yılın ocak ve eylül ayları arasında 195 nefret söyleminin yanı sıra bin 656 “önyargı vakası” kaydedildi. 2016 yılına kıyasla bu yıl önyargıda yüzde 9, nefret söylemlerinde ise yüzde 20 artış yaşandı.
CAIR’ın araştırma koordinatörü Zeyneb Aryan, “ilk tahminlere göre CAIR’in suçları belgelemesinden bu yana 2017, Müslümanlara yönelik şiddet olaylarının en fazla yaşandığı yıl oldu” dedi.
Trump, Başkanlık seçimleri booyunca kampanyasında Müslümanları küçümseyen ifadeler kullandı. Ayrıca 2015 yılında ülkeye giren Müslümanlar için yasaklama kararı alacağını da belirtti. Şark'ul Avsat'ın haberine göre Trump, görev süresinin üzerinden bir hafta geçmeden İslam ülkelerindeki vatandaşların ABD’ye girişini yasaklayan bir karara imza attı.
Sosyal medya hesabında ardı ardında İslam karşıtı 3 video paylaşan Trump son zamanlarda İslamofobiyi körüklemekle suçlanıyor. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamalarda ise insanlara saldırrak Meryem Ana heykelini parçalayan ve Müslüman olduğu iddia edilen şahsın yer aldığı görüntülerin geçerliliğini doğrulamak için herhangi bir girişim yapılmadığı kabul edildi.,
ABD'nin Chicago kentinde devam eden 16. Müslüman Amerikan Cemiyeti (MAS) – Kuzey Amerika İslam Camiası (ICNA) Kongresi'nde stant açan Ortodoks Yahudi cemaati "Neturei Karta”ya mensup bir grup, İsrail devleti ve Kudüs'ü "İsrail'in başkenti” olarak tanıyan ABD'ye tepki gösterdi.
Kuzey Amerika'nın en büyük kongre ve fuar merkezi McCormick Place'deki kongreye geleneksel kıyafetleriyle gelen siyonizm karşıtı Yahudi grubun standı kongreye gelen Müslümanlar tarafından yoğun ilgi gördü.
Grup adına AA muhabirine açıklamalarda bulunan Rabbi Dovid Feldman, "Müslüman toplumuna Siyonizm ile Yahudilik arasındaki farkı ve İsrail devletinin tüm Yahudileri temsil etmediğini anlatmak için buradayız." dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü "İsrail'in başkenti” olarak tanımasının Yahudi inancına göre "kabul edilemez" olduğunu vurgulayan Feldman, "Sadece Kudüs konusu değil, tüm Filistin sorunu bize göre kabul edilemez bir durumdur. Dünya üzerinde çok büyük bir Yahudi topluluğu bizimle aynı inançtadır." diye konuştu.
Yahudilerin yüzyıllarca Filistin topraklarından barış içinde yaşadığına dikkat çeken Feldman sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanlar, problemlerin kaynağının fark dinler olduğunu düşünebilirler ama bu yanlış bir inanış. Yüzyıllarca farklı dine mensup insanlar barış içinde yaşayabilmişlerdir ve bundan sonra da yaşayabilirler. Bugün bölgede yaşanan problemler İsrail devletinin politikalarından kaynaklanıyor. İsrail'in, Yahudilerin devleti olmadığı, Yahudileri temsil etmediği ve siyonist bir devlet olduğu unutulmaması gerekir."
Feldman, İsrail'de yaşayan Yahudilerin tam anlamıyla özgür sayılamayacaklarını ifade ederek, "İsrail'de yaşayan Yahudiler, eğer hükümete karşı seslerini yükseltmiyorsa sorun yaşamazlar. Ancak, siyonizm ya da İsrail hükümeti karşıtı bir görüş benimserlerse gözaltına alınma, işkence hatta öldürülme riskiyle karşı karşıya kalabilirler." ifadelerini kullandı.
ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi Genel Sekreteri Usame Cemal, kongrede açılan Yahudi standı hakkında AA'ya yaptığı açıklamada, MAS-ICNA Kongresi'nin kapılarının her kesime açık olduğunu ifade etti.
Cemal, Filistin konusunda Yahudi toplumunun da Müslümanlarla aynı düşüncede olmasının, İsrail ve ABD Başkanı Trump'ın yanlış politikalarının en önemli göstergelerinden olduğunu sözlerine ekledi.