Alman şirketlerinin yaklaşık yüzde 40'ı 2023'te üretimde düşüş bekliyor

Alman Ekonomi Enstitüsü (IW), her 10 Alman şirketinden yaklaşık 4'ün 2023'te işlerinin küçülmesini beklediğini bildirdi.

AA

IW, 2 bin 500 Alman firma ile gerçekleştirdiği 2023'e yönelik beklenti anketinin sonuçlarını açıkladı. Ankete göre, Almanya'daki şirketlerin yüzde 39'u ticari faaliyetlerinde bu yıl düşüş bekliyor.

Şirketler, buna sebep olarak yüksek enerji maliyetleri, tedarik zinciri sorunları ve Ukrayna'da devam eden savaşı gösterdi.

Söz konusu ankete katılan şirketlerin yalnızca yüzde 32'si mevcut iş durumlarını bir yıl öncesine göre daha iyi olarak değerlendirirken, mevcut durumu daha kötü durumda olduğunu aktaran şirketlerin oranı ise bir önceki yıla kıyasla üçte birlik bir artış gösterdi.

IW raporunda, "İnşaat sektöründe ciddi bir resesyon öngörülüyor ve sanayide de karamsarlar hakim. 2023 yılına ilişkin üretim beklentilerindeki bozulma tüm ekonomik alanlarda hemen hemen aynı oranda gözlemlenebilmektedir." denildi.

Raporda, "İçinde bulunulan kış sezonunda doğal gaz sıkıntısı yaşanma riski 2022 yazındaki kadar mevcut değil ve o zamandan bu yana enerji fiyatları da geriledi. Ancak fiyatlar hala yüksek seviyede kalıyor ve üretim kesintileri önlenemez." ifadeleri yer aldı.

Yüksek enerji fiyatları, devam eden tedarik sıkıntısı, alışılmışın dışında yüksek faiz Alman şirketlerin faaliyetlerini olumsuz etkilerken, ankete göre, imalat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerinin yüzde 39'u 2023'e kötümser, yüzde 28'i iyimser beklentilerle bakıyor.

Öte yandan, Almanya'nın imalat sektörü, küresel ekonomik yavaşlamanın ortasında zayıflayan talep nedeniyle son aylarda azalan siparişlerle mücadele ediyor.

Sanayide Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle gaz kıtlığı tehdidi önemli ölçüde hafiflese de yüksek enerji maliyetleri, yüksek enflasyon ve belirsiz ekonomik görünüm sektör için ters rüzgarlar oluşturuyor.

Uzmanlar, azalan siparişlerin, malzeme kıtlığı nedeniyle tamamlanmayan siparişler biriktiğinden şimdilik Alman ekonomisi için ciddi bir tehdit oluşturmadığını ancak yıl sonunda veya 2024'ün başında gerçek zorluklara neden olacağını ifade ediyor.