'Yolum kısa değil uzun bir yoldayım'

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Besteci, söz yazarı, solist… “Mucize”, “Dans Et”, “Toz Pembe”, “Kızıl Mavi” gibi daha sayamadığım pek çok hit şarkıda onun imzası var. Besteleri şimdiden pop klasikleri arasına girdi. Kimden mi bahsediyorum, tabii ki Ersay Üner’den. Başarılı müzisyen son olarak, “Tatlım Tatlım” adlı filmin jenerik müziğini yazıp söyledi. Üner’le buluştuk. Hem “Tatlım Tatlım” single’ını hem müzik yolculuğunu hem de Büşra Pekin’le ilişkisini konuştuk. 

Öncelikle “Tatlım Tatlım” adlı şarkınız hayırlı olsun, nasıl gidiyor?

Teşekkürler. Çok güzel, tatlı tatlı gidiyoruz (gülüyor). Aslında bir ayrılık şarkısı fakat tatlı bir anlatım var, çok sevildi.  

Şarkıyı nasıl yazdınız? 

“Haybeden Gerçeküstü Aşk” tiyatro oyununu belki 30 kere izlemişimdir. Ve o oyundan ilham alıp şarkı yazmışlığım çok oldu. Gün geldi, devran döndü. Büşra’dan (Pekin) dolayı filmin setine gitmek kısmet oldu. 2 günlük gittiğim yerde 15 gün kaldım. Köyceğiz muhteşem bir yer. “Tatlım Tatlım” şarkısını orada yazdım. İlk Yılmaz Abi’ye (Erdoğan) okuttum. “Evlat çok iyi hikâye bulmuşsun, buradan yürü” dedi. Şarkının Köyceğiz anısı da var...Tabii, çok güzel bir hatırası var. Tepkiler çok iyi. Daha ne olsun… 

“ŞARKICI OLACAĞIM” DEMEDİM!

Neden şarkı söylemek için bu kadar beklediniz?

Kendimi bildim bileli müzik yapıyorum ama hiçbir zaman “Şarkıcı olacağım” dememiştim. Çünkü şarkılarımı paylaşmak amacıyla çıkmıştım bu yola. Etrafımdakiler “Hadi sen de şarkı söyle, hadi bir şeyler yap artık” diye baskı yapınca, aklıma yattı. Zamanı şimdiymiş demek… Yolum kısa değil, uzun bir yoldayım...

Müzik piyasasında başarılı bir kariyeriniz var. Sizi başarılı yapan şey neydi? 

İnanmak ve çok çalışmak… Hedefiniz olsun; “İmkânsız” denilecek kadar zor olsun. O, imkânsızın peşinden koşarken birçok şeyin peşinden farkında olmadan koşuyorsunuz. 

Yazdığınız şarkılar size ne kazandırdı? 

Şarkıları dinlediğimde aldığım bir haz var… Bu kadar çok şey üretmiş olmak, beni mutlu ediyor. O şarkılarla çok başka yerlere ulaşıyoruz… 

Şarkılarınızı yorumcularla nasıl buluşturuyorsunuz?

Şarkıyı bitirdiğim vakit, kimin yorumlayacağını, şarkının kime yakışacağını hissediyorum. Mesela “Bu şarkı Ebru Gündeş’e yakışır, Erhan Bayrak veya Ozan Çolakoğlu düzenlemeli” diye düşünüyorum kendimce.  

En çok beğendiğiniz şarkınız hangisi? 

Ayırmak çok zor ama genelde, en son yaptığım şarkı oluyor. Bu arada kendi şarkılarımdan çok başkalarının şarkılarını beğenirim.

Mütevazıyız yani…

Alakası yok. Kendi şarkılarımla zaten bir bağım var. Başkalarının yaşadığı duyguyu daha çok merak ediyorum. Zordur bir şarkıyı gerçekten hissederek beğenmek…

HER PARA VERENE ŞARKI VERMEM

Her para verene şarkı verir misiniz?

Hayır, “No name” gelen çok oluyor. Şarkılarla ticaretim çok farklı.

Kriterleriniz neler?

İlk önce temiz bir kalp gerekiyor. Gerçekten istiyorsa o işi yapmayı, bazen parası umurumda olmuyor. Gerekirse albümü ben yaparım. Cebimden para harcadığım da olmuştur. 

Her yaptığınız şarkı hit oluyor. Önceden tahmin ediyor musunuz?

Hit kararını halk veriyor. Ben sadece hissediyorum. 

İSTANBUL’A KAÇTIM

Gelelim İstanbul maceranıza...

Konya'dan kaçıp geldim. O dönem her işi yaptım. Akşam pavyonlarda, gündüz müzik mağazalarında çalıştım. Sonra Ataköy Marina’ya geçtim. Yıl 1993. O zamanlar 60-63 tane bar var. Kenan Doğulu’dan Erkan Güleryüz’e birçok kişi sahne alıyordu...

Siz ne yapıyorsunuz orada?

Yeni yetme “keyboard”cuydum. Doğru şarkı nasıl yapılır, hit şarkı aralıkları nedir, hepsini orada öğrendim. Sonra Demet’in (Akalın) yanında klavyeci olarak başladım. Zaten ilk gece program sonrası Demet’e “Albümünü ben yapacağım” dedim. 10 günde 8 şarkı yazdım ve başladık…  

Sonra Demet Akalın’la uzun soluklu bir çalışmanız oldu...

Evet. Çünkü enerjimiz tuttu ve kendiliğinden bir tarz oluştu. O atarlı karakteri çok seviyorum… Çok iş yaptık ve