Zümrüt yeşili yaylaları, bin bir renkteki ormanları, coşkun akan dereleri, renkli, tatlı dilli insanları, tarihi kemer köprü ve kaleleriyle eşsiz bir şehrimiz olan Rize, çayla özdeşleşmiş ve yayla turizmiyle ön plana çıkmıştır. Karadeniz Bölgesi’nin en karakteristik özelliklerini gösteren Rize Osmanlı döneminde liman, nahiye ve kaza merkezi olarak önemini korumuştur. 1640 yılında Rize’ye gelen Evliya Çelebi, “Trabzon’a bağlı deniz kıyısında bahçeli güzel bir yerdir” diye söz eder. Adının M.Ö.7.yüzyılda, yörede bol pirinç yetiştirilmesinden ötürü kent yakınlarından geçen çaya verilen ‘Rhizios’ veya sonraki dönemlerde verilen ‘Rhizaion’dan geldiği söylenmektedir. Karadeniz ve Rize denince akla ilk gelen ‘hamsi ve çay’dır. Ve bunların özel bir yeri vardır. Bütün yemek çeşitleri bunlar etrafında yoğunlaşmıştır. Yörenin birçok meşhur tatlısı var ama dikkatimizi çeken ve bu hafta ‘Tadında Türkiye’nin konuğu ‘Damat Kurabiyesi’dir. Damat lokumu olarak bilinse de aslında kurabiyedir. Eskiden kayınvalidelerin damatları için yaptıkları ve kızlarını her ziyaretlerinde bir bohça yapıp damat evine gönderdikleri yüksek kalorili bir kurabiye türüdür. Çokça yapılan bu lokumlar, gelin tarafından koca evi halkına birer ikişer dağıtılırmış. Bu gelenek hâlâ devam ediyor. Adı damat lokumu olsa da, artık günümüzde sadece damatlar için değil her evde ve çay sohbetlerinde çayın yanına ikramlık olarak yerini alır. Asıl lezzetini ise Karadeniz’in tereyağından almakta.
Malzemeler: