Resimlerim şarkılarıma şarkılarım resimlerime benziyor

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR
aysun.yildiz@aksam.com.tr

Başarılı sanatçı Can Bonomo, geçtiğimiz sene ‘Anachronismus’ adını verdiği resim sergisiyle şimdilerde Uluslararası Kısa Kes Film Festivali’ne konuk oldu. Bonomo’yla bir araya geldik. Hem sergiyi hem de yeni albüm hazırlıklarını konuştuk.  

Can Bonomo’yla üç sene önce röportaj yapmıştık, henüz kariyerinin başlarında sayılırdı. O zamanlar gördüğüm Bonomo’yla şimdi gördüğüm arasında epey fark var. Aslında hâlâ karmaşık biri, onu çözmek kolay değil. Geçmişteki serseri tavırlarının yerini dingin bir hâl almış.Kendisinin de söylediği gibi artık büyümüş… Bir koltukta bin karpuz taşıma konusunda başarılı biri. Şarkılarındaki kendine has üslubunu şiirlerinde hatta resimlerinde de görmek mümkün. Geçen sene ‘Anachronismus’ ismini verdiği ilk kişisel resim sergisiyle karşımıza çıkan sanatçı, şimdilerde Uluslararası KısaKes Film Festivali’ne konuk oldu. Açılışta Bonomo’ya eşlik ettik, hem sergiyi hem de yeni albüm hazırlıklarını konuştuk. Biraz da merak edilen özel hayatını…

Uluslararası KısaKes Film Festivali’nde ‘Anachronismus’ adını verdiğin serginin resimleri yer alıyor. Festivalle resimlerinin yolu nasıl kesişti?
Festivalin Kurucu Başkanı Arya Su Altıoklar yakın arkadaşım. Kendisi bu işe çok emek sarf ediyor. Bu sene benimle bir şeyler yapmak istediğini söyledi, düşündük ve resimlerimle katılmaya karar verdim. Güzel de oldu. Henüz çok genç ve taze bir oluşum. Böyle bir oluşumun içinde yer alıyor olmak iyi hissettiriyor.
Bu resimleri hangi ruh haliyle yapmıştın?
‘Bulunmam Gerek’ albümünü yaparken hem rahatlamak hem de kafamı açmak için çizim yapmaya başladım. Çok kaptırdım kendimi ve ortaya çok beğendiğim tablolar çıkmaya başladı. Arkadaşlarımla da paylaşayım bunları derken, çok beğenildi ve kendimi resimlerimle beraber sergide buldum (gülüyor). 
Yeni bir sergi açmayı düşünüyor musun peki?
Tabii ama şu an sergi yapacak kadar resim yok. Bu sefer şarkı sözü yazarken çok resim çizemedim. Şu aralar yeni albümüme konsantre oldum, stüdyoda kayıtlar yapıyoruz. Resim çizmek emek istiyor. Önümüzdeki sene olur inşallah.  
Yeni albüm demişken, biraz anlatır mısın nasıl bir albüm geliyor?
Biraz daha gelişmiş bir albüm olacak. Nasıl açıklasam bilemiyorum, notaları vereyim istersen (kahkahalar). Şunu söyleyeyim, bu sefer biraz daha sert bir mizaçlı bir albüm olacak. 
“Artık oldum mu” diyorsun?
Olmadım canım, tam tersi. Galiba bu albümbir öncekine göre daha eğlenceli, ‘hoplayalım, zıplayalım, kaçalım’ tadındaama aynı zamanda da oturaklı bir albüm olacak. Yani biraz daha bağırıp çağırmak istiyoruz müzikle. 
ARTIK BÜYÜDÜM!
Eskiden daha mı serseriydin? Daha bir dingin gördüm seni sanki…
Bilmem, olabilir (gülüyor).
Sen nasıl hissediyorsun?
Hislerim aynı, bir şey değişmiş gibi hissetmiyorum ama artık büyüdüm. 
Şarkıları yine kendin mi yazdın?
Evet, bir tane cover yapmayı düşünüyorum. Daha önce de eski bir şarkıyı söylemiştim. Onun gibi bir şey olabilir ama emin değilim. 
Albüm ne zaman çıkıyor?
Kariyerimin ilk başından beri bu soru her sorulduğunda net cevap vermem doğru olmasa bile, ben yine de öyle yapayım ve dört ay sonra çıkacak diyeyim. 
Yine genç kitleye mi hitap edeceksiniz?
O belli olmuyor. Mesela geçen albümde beklenti 14-28 aralığıyken yaş birden çok yükseldi. Bendeki ağırlık da biraz oradan geliyor. Ama bu albümde yine düşüş olabilir. Artık bir sonraki albümde toparlarız (gülüyor). 
ŞAİR OLARAK ANILMAK İSTERİM
Bu arada şiir de yazıyorsun…

Evet, çok seviyorum yazmayı. Şu an dergilere yazıyorum. Birinci kitabım çıkmıştı biliyorsun. İkinci kitap için biraz şiir biriktirmem gerekiyor. 
Bir röportajında okumuştum, “Şair olmak istiyorum” demişsin...
Evet, çok istiyorum. Yıllar, yıllar sonra, öldüğümde “Evet o da şairdi, Allah rahmet eylesin” denmesini istiyorum. Şarkı söylüyor, şiir yazıyor, resim çiziyorsun… 
Bu kadar çok şeyi bir arada yapmayı nasıl başarıyorsun?
Hem veteriner hem mühendis değilim. Ayrı kulvarlar değil ki… Yaptıklarımın hepsi bir odaya çıkıyor. Ayrıca düşününce benim resimlerim şarkılarıma, şarkılarım şiirlerime benziyor. Yani hepsinin aynı kafadan çıktığı belli… Disiplinli bir şekilde çalışınca ki bu aralar yapamıyorum, çok fazla şey üretme imkânım oluyor. Vakit ayırmak gerek işte. 
Nasıl bir ruh halinden çıkıyor bu yaratımlar?
Hepimiz insanız. Hepimizin bir hayatı, optimum bir ruh hali var. Sen işini yaparken, mutlu bir gününde, ne kadar kanalize olabiliyorsan işine, ben de öyleyim. Bir sabah kalkıp çalışmaya başlıyorsun. Şanslıysan eğer her gün bir şey çıkabiliyor. Bir şiir olabilir, bir bestenin köprüsü olabilir. Her gün düzenli olarak çalışmak gerekiyor. En azından benim için böyle. 
Bazı sanatçılara birden gelen ilham, sana uğramıyor mu?
O ilham denen şey birden olmuyor. Yani bende öyle olmuyor. Benim bir şeyleri yapmam için, çok çalışmam gerekiyor. 
YAPTIKLARIMI PAYLAŞINCA  MUTLU OLURUM
Konserlerinde farklısın, normalde çok farklısın. Nasıl birisin sen? 

Karışık (kahkahalar). Söylediklerinin hepsini birleştirince ortaya çıkan kişi oluyorum. Bir yere kapanıp kendime işkence edercesine çalışıyorum. Bunun eğlenceli kısmı insanlarla buluşmak. Bu sahne ya da resim sergisi oluyor. Yaptıklarımı paylaştığım anlarda çok mutluyum, çünkü emeğimin karşılığını alıyorum.
YouTube’da canlı yayın yapıyordun, hâlâ devam mı?
Evet, devam ediyorum. İlk zamanlar üç bin kişi izlediğinde çok seviniyordum. En son 175 bin kişi izledi, çok eğlenceliydi. İnternet, müthiş bir şey, beklediğimizden çok daha iyi oldu. 
Sosyal medyayla aran nasıl?
İlgilenmem gerektiği kadar değil maalesef. Bir ara (bir ara derken yaşlanıyorum galiba) üç dört sene önce çok aktiftim. Sonra birçok uygulama çıktı ve takip edemedim. O yüzden biraz geri çekildim. Ama sosyal medyada biraz daha aktif olacağım. Çünkü o da bizim internetteki kimliğimizin bir devamı gibi. 

İYİ OLMAYA ÇALIŞIYORUM
Gelelim o çok sevilen sorulara. Var mı hayatında biri?

(Gülüyor) Yok. 
Yeni bir ilişkiden çıktın sayılır, ne hissediyorsun?
İyi olmaya çalışıyorum, iyi şeyler yapmaya çalışıyorum. Mutluyum hayatımdan, umarım daha da mutlu olurum.
Yeni bir aşk istiyor musun?
Hayır, lazım değil yani.
Şu aralar seni en çok ne mutlu ediyor?
Arkadaşlarım.
En çok ne hayal kırıklığına uğratır peki?
Bilmem, yalan herhalde.
Medyadan neden uzak duruyorsun?
Bir dönem bilinçli olarak kaçmaya çalışıyordum, sonra eve giremediklerini fark ettim. Hareketli bir hayatım yok galiba. Bu aralar arkadaşlarımın evindeyim. Başımın üstünde bir çatı var, o çatının altında olunca karşılaşamıyoruz medyayla. 
Evde neler yapıyorsunuz, arkadaşlarınızla? 
Muhabbet, sohbet, bazen müzik yapıyoruz, yemekler yiyoruz. Klasik ev modu yani.