Kadın sorunlarının kültürel köklerine inilecek

KADEM, Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'ni bu yıl 'Kültürel Kodlar ve Kadın' temasıyla gerçekleştiriyor. Zirve, kuruluşundan bari KADEM'in çalışma alanında en çok çatışma oluşturan ve kadın sorunlarının tüm dünyada en temel çıkış noktası olan kültürel kodları tartışmaya açıyor.

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Kadın ve Demokrasi Derneği'nin, T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte iki yılda bir düzenlediği Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, bu yıl 4-5 Kasım 2022 tarihlerinde İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Beşincisi yapılacak zirvenin teması "Kültürel Kodlar ve Kadın". Zirve, kuruluşundan bari KADEM'in çalışma alanında en çok çatışma oluşturan ve kadın sorunlarının tüm dünyada en temel çıkış noktası olan kültürel kodları tartışmaya açıyor. Türkiye'de kadın konusunu yerli ve bu ülkenin değerlerinden hareketle hem akademik düzlemde hem de sahada konuşan, gündeminde tutan ve çözüm üretmeye çalışan KADEM ne yazık ki hem seküler hem de radikal dindar çevrelerce en sert eleştirilere maruz kalan sivil toplum kuruluşlarından biri. Oysa kimi zaman gelenek, kimi zaman inanç ya da modern hayat dayatmasına maruz kalan kadınların sorunlarını gerçekçi bir bakış açısıyla tespit edip, feminizmin kadın hakları konusunu terörize eden diline prim vermeden çözüm üretecek bu tür yapılara her zamankinden daha çok ihtiyaç var.

RENGARENK BİR ZİRVE

Pandemi sonrası bu yıl fiziki olarak düzenlenen zirve, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ve KADEM Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu'nun açılış konuşmalarıyla başlayacak. Dünyaca ünlü isimlerin yer alacağı zirvenin ilk günü, liderler oturumu ile devam edecek. Oturuma, Libya, Filistin, Azerbaycan, Cezayir, Almanya Macaristan ve Singapur'dan bakanlar düzeyince katılım olacak. Özne olarak kadın, kadının iş gücüne katılımı, gündelik hayat ve kamusal alan deneyimleri ile sanat dünyasında kadın imgeleri gibi konular aktivist, gazeteci, bilim insanları ve sanatçılar tarafından tartışılacak.

Afganistanlı siyasetçi ve etkili kadın hakları savunucusu Fatima Gailani, biyoteknoloji alanında dünyanın önde gelen isimlerinden tıp bilimci Dr. Hayat Sindi, İngiltere'nin ilk başörtülü ceza avukatı ve İngiltere Kralı danışmanı Sultana Tafadar, "Dünya Tesettür Günü" (World Hijab Day) adlı küresel hareketi başlatan Nazma Khan, Suriyeli ödüllü yönetmen ve aktivist Waad Al-Kateab, gazeteci ve ödüllü film yapımcısı Rizwana Hamid ve aktör Reshad Strik gibi önemli isimler zirvede ağırlanacak. İki gün sürecek zirveyi takip etmek için www.kadinveadaletzirvesi.org'dan kayıt oluşturmak gerekiyor.

KADIN KİMLİĞİNİ ETİKETLEMEYİN

Zirve öncesi KADEM Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu'nun basının karşısına çıktı. Dolmabahçe Resim Müzesi bahçesindeki buluşmada sorular net, cevaplar özgüvenliydi.

Kültürel kodlar üzerinden mağduriyet sözkonusu olduğunda genelde Doğu'daki kadınlar akla geldiğini söyleyen Gümrükçüoğlu bu durumun sadece Doğu toplumlarına ait olmadığını, konuya daha geniş bir çerçeveden bakmak gerektiğini dile getirdi. Bu anlamda Batılı kadının da modern hayat dayatmalarına maruz kaldığına dikkat çeken Gümrükçüoğlu, "Batı ülkelerinde bile hâlâ çalışan kadınların eşit ücret için verdiği mücadele söz konusu. Biz de tüm kadınların mağduriyetlerini masaya yatırmak istedik." dedi. Sümeyye Erdoğan Bayraktar ise bugüne kadar Afganistan'da peçenin arkasındaki kadın, ya da Suriye'deki mülteci kadının mağdur kadın olarak ele alındığını oysa Batı'da da çok mağdur kadın olduğunu ve çok da özgür olmadıklarını belirtti. Bayraktar, yüzeysel kodları, etiketleri sorgulayacak bir zirve olacak" sözleriyle ezber bozan bir buluşma olacağının işaretini verdi.

Bayraktar, "Bir tarafta geleneksel kodlar diğer tarafta seküler zihniyet kadını kendi tahakkümü altına almaya çalışıyor. Bu karmaşada özellikle muhafazakâr şehirli kadınların ciddi bir sıkışmışlık yaşadığını görüyoruz. Kimliğimizi illa bir şeyler ile etiketlemeye çalışmayın. Dindar, aileyi korumaya çalışan ama bir yandan da kamusal alanda var olmaya çalışan kadınlarız. Bunların hepsi bir arada olabilir. Bırakın kadınlar nerede olmak istiyorsa orada olsun, topluma faydası dokunsun. Bu sebeple de diyoruz ki: 'Kadın hakları meselesi sadece kadınların değil tüm toplumun meselesidir.' Annelik ve aile konusu mesela. 'Neden kadın diyorsunuz da aile demiyorsunuz?' eleştirileri geliyor. Nihayetinde kadın için çalışmak aileyi önemsemediğiniz anlamına gelmez. Ayrıca kadın sadece aile içinde olduğu zaman mı kıymetli?" sözleri ile de kadınların belli kalıplar içine hapsedilmesine tepki gösterdi.