uygartaylan@gmail.com
Günümüzün en büyük keman sanatçılarından Sarah Chang, 9 Şubat’ta İstanbul’da konser vermeye hazırlanıyor. “Gerçek bir sanatçı olmanın büyülü niteliği, açık bir kalbe sahip olmaktan geçer” diyen ünlü keman virtüözüyle müzik konuştuk...
O, New York Times’ın “yetenekleri öyle bir seviyede ki insan doğanın gizemlerine hayret ediyor” dediği, günümüzün en büyük keman sanatçılarından biri olarak kabul ediliyor...
Sarah Chang henüz 8 yaşındayken New York Filarmoni eşliğindeki ilk konserini verip 20 yılı aşkın kariyerinde dünyanın önde gelen orkestraları, şefleri ve eşlikçileriyle birlikte sahne aldı. 2006’da Newsweek dergisinin “En Güçlü 20 Kadın” listesinde yer alan, 2008’de Dünya Ekonomik Forumu tarafından “Yılın Genç Küresel Lideri” unvanıyla onurlandırılan sanatçı, 2011’den bu yana da ABD’nin Sanat Elçisi olarak görev yapıyor. Brahms, Tchaikovsky ve Dvorák gibi önemli bestecilerin eserlerini içeren EMI Classics etiketli 20 albüm çıkardı. Sanatçının Brahms ve Bruch’un keman konçertolarını seslendirdiği son kaydı Gramophone dergisi tarafından gelmiş geçmiş en iyi 250 albüm kaydı olarak seçildi. 9 Şubat’ta Zorlu PSM’de konser vermeye hazırlanan keman virtüözü Sarah Chang’le İstanbul performansı öncesi görüşme fırsatı bulduk.
KEMAN REPERTUVARI SONSUZ
Başarılı tecrübeniz hayatınızı nasıl etkiledi?
Bu işte en zor olan şey, profesyonel ve kişisel yaşamınız arasında sağlıklı bir denge kurmak. Neredeyse her hafta farklı bir şehre, konserler için farklı bir ülkeye seyahat ediyorum, böylece ilişkileri sürdürmek zorlaşıyor. Vivaldi, Brahms, Sibelius, Shostakovich gibi önemli isimlerden oluşan seçkin bir repertuarınız var.
Repertuvarınızı nasıl yarattınız?
Ben keman repertuvarının sonsuz olduğunu düşünüyorum. Öğrendiğim kadarıyla, her zaman daha fazlası var. Brahms, Sibelius, vb. standart repertuvarları severim ama aynı zamanda her mevsim repertuvarıma yepyeni bir çalışma sunmaya çalışıyorum. Juilliard’da öğrenciyken öğrendiğim en önemli repertuvarın çoğu, ama şimdi bile, yeni parçalar öğrenmek için konserler arasında zaman ayırmaya çalışıyorum.
Son yıllarda klasik müzikte yükselen yıldızların çoğunun Asyalı olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sanırım dalgalar halinde gidiyor. 50 yıl önceki en iyi kemancıların çoğu Rusya’dandı. Daha sonraları İsrail. Şimdi ise Asya gibi görünüyor ve birkaç yıl içinde başka bir yerde olacağından eminim. Müzikle ilgili harika şey bu, gerçekten uluslararası ve evrensel.
Babanız da bir keman öğretmeni. Enstrümanınızı seçerken nasıl bir etkisi oldu?
4 yaşındayken keman istedim, çünkü babamla aynı enstrümanı çalmak istiyordum. Gençken birlikte bir konser verdik. Eğlenceliydi ama aileyle çalışmak mutlaka her zaman en iyi fikir değildir (gülüyor).
SIRRIM YETENEĞİM VE AZMİM
Bir müzisyen olarak nelerden ilham alıyorsunuz?
Ben besteciden daha çok iyi bir kemancıyım. Diğer müzisyenlerden, birlikte çalıştığım insanlardan, sanattan ve ilişkilerden ilham alıyorum. Bence gerçek bir sanatçı olmanın büyülü niteliği, açık bir kalbe sahip olmaktan ve kendinizin bir bölümünü izleyicilerle paylaşmanın zayıf ve istekli olmasından kaynaklanıyor.
Başarınızın sırrı çok çalışmak mı yoksa yetenek mi?
Bence bu ikisinin bir birleşimi. Doğal yetenek olmadan hiçbir şey işe yaramaz, çok çalışmadan sanatınızın kalitesini koruyamazsınız ve doğru ekip ve destek sistemi olmadan her şey parçalanır, bu yüzden hepsinin el ele gideceğine gerçekten inanıyorum.
İstanbul, size ne çağrıştırıyor?
TÜRK İZLEYİCİLER İNANILMAZ!
Türkiye’ye tekrar gelmeyi dört gözle bekliyorum. Bu benim Türkiye’de bir piyanistle çaldığım, orkestra ve şef olmadan çıktığım ilk resitalim olacak. Harika bir Bartok, Brahms ve Franck programımız var ve çok sabırsızlıkla bekliyorum.