DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com
Simon Baron-Cohen sistematize etme ve empati yapma yeteneklerine göre beyni üç farklı alt kategoride sınıflıyor.
1-Kadın beyni: Empati yeteneği sistematize etme yeteneğinden daha üstün olan beyinler. Bunlara E tipi beyinler diyor. (Bu beyin tipine sahip kişi kadın olmak zorunda değil, erkek de olabilir)
2-Erkek beyni: Sistematize etme yeteneği, empati yeteneğinden daha üstün olan beyinler. Bunlara S tipi beyinler diyor. (Bu beyin tipine sahip kişi erkek olmak zorunda değil, kadın da olabilir)
3-Balanced (dengeli) beyin: Hem empati hem de sistematize etme yeteneğinin eşit düzeyde güçlü olması. Bu beyin türüne de B tipi beyin diyor.
Otizmli bireylerin 'aşırı S tipi-aşırı erkek tipi' beyine sahip olduklarını savunan Simon Baron-Cohen'e göre, otizmlilerin her şeyi sistematize etmeye olan eğilimleri ve empati yoksunluğunun sebebi de bu.
Karşıdakinin duygularını okuma konusundaki yeteneği ölçen testlerden birisi Profile of Nonverbal Sensitivity(PONS) testidir. Yapılan çalışmalarda kadınların bu testte daha başarılı olduğu gözlenmiş. Simon Baron-Cohen ve Sally Wheelwright'ın geliştirdiği, sadece gözlere bakarak duyguyu tahmin etme üzerine yapılan başka bir testte de benzer sonuçlar elde edilmiş.
Kız çocukların insanların ifadelerini/duygularını okumaya olan ilgileri doğuştan mı yoksa toplumun yönlendirmesi ile gelişen bir yetenek mi bunu anlamak için Simon Baron-Cohen ve Svetlana Lutchmaya bir çalışma yapmışlar. Yeni doğan bebekleri anneleri ile beraberken 20 dakikalık sürelerle kaydetmişler. Kız çocukların erkek çocuklardan daha uzun süre annelerinin yüzüne baktığını saptamışlar. Aynı çalışmada bebeklere insan yüzleri içeren/araba içeren film seçenekleri sunulduğunda kız bebeklerin insan yüzleri içerene erkek bebeklerin araba içerene daha uzun süre baktığını gözlemlemişler. Bu çalışmayı, kızların empati yeteneğinin doğuştan gelmiş olmasının kanıtı olarak yorumlamışlar.
Matematik, fizik ve mühendisliğin birçok türü, sistematize edebilme yeteneğinin en önemli olduğu alanlardır. Simon Baron-Cohen, teorisini desteklemek için, Times Higher'ın Aralık 1999 sayısında belirtilen, o döneme kadar Nobel Ödülü kazanan 170 kişinin sadece üç tanesinin kadın olmasını kullanıyor. Ve o dönemde matematik, fizik ve mühendislik alanında çalışan kadın/ (zaten güç-bela kabul edildikten sonra) ne gibi ayrımcılıklara maruz kaldığını çok hafife alıyor. Her ne kadar bunun farkında olduğunu ama bunun tek başına durumu açıklayamayacağını belirtse de, bence tam farkında olabilmesi için o alanlarda çalışan bir kadın olması gerekir. Çünkü akademi seksizmin en fazla uygulandığı alanlardan birisidir.
Yapılan istatistiklerde, kızların okuldaki matematik notlarının ortalamada erkeklerden daha yüksek olduğu fakat matematik yeteneğini ölçen genel sınavlarda erkeklerin daha başarılı olduğu gözlenmiş.
Matematik, kendi içinde birçok farklı alanı olan bir bilim dalı. İstatistikler, kızların sözel komponent içeren matematik problemleri ve hesaplamalarda, erkeklerin ise geometri, olasılık ve istatistik hesaplamalarında daha başarılı olduğunu gösteriyor. Burada yine kızların sözel yeteneklerinin daha üstün olmasından dolayı böyle bir sonuç alındığı düşünülüyor.
Matematik ve diğer bilim dallarında erkeklerin ortalamada daha üstün bir beyine sahip olduklarını iddia etmek, birçok şeyi göz ardı etmek olduğu gibi, oldukça yanlış bir ifade biçimidir. Simon Baron-Cohen'in belirttiği gibi S tipi beyinlerin varlığı inkâr edilemez. Ama bunu erkek ya da kız diye ayırt etmek doğru değil.