aydin.turkmen@aksam.com.tr
Bir seyahat tutkununun listesinde mutlaka olması gereken rotalardan biridir Hindistan. O yüzden Mumbai’deki (Mumbai) Redbull BC One World Champion’ı takip eden dört Türk gazeteciden biri olmak heyecan vericiydi. Her ne kadar rehberimiz Eray Arıcı “Hindistan’ı gezerken kendi kalıplarınızı yıkmalısınız” dese de sanırım bunda pek başarılı olamadım. O yüzden uzun genel bir değerlendirmeden çok hafızamda yer eden 7 fotoğraf karesiyle bu deneyimi sizinle paylaşmak istedim… Haydi buyrun!
KATLİAMIN TANIĞI TAJ MAHAL HOTEL
İngiliz Kapısı’nın hemen yanı başında yükselen görkemli bir yapı var. 1903 yılında hizmete giren Taj Mahal Otel…
Geziden günler önce 2008’deki terör saldırılarının anlatıldığı ‘Hotel Mumbai’ filmini izledikten sonra en merak ettiğim mekânlardan biriydi. Muhteşem mimarisinden çok içinde barındırdığı hikâyesi beni cezbetti. O saldırılarda hedef olan ve kısmen yanan otelde onlarca turist katledilmişti. Önünde o günün anısına bir anıt da dikili bulunan otelin içini gezmek, saldırganların bastığı restoranlardan birinde akşam yemeği yemek benim için hüzünlü bir deneyim oldu.
UNESCO MİRAS LİSTESİNDE
Portekizlilerin sonradan Mumbai’e dönüşecek 7 adayı gelin çeyizi olarak İngilizler’e devretmesiyle şekillenmeye başlayan şehre ilk demiryolu hattı 1854 yılında ulaşmış. 1887’de ise İngiliz Kraliçesi Victoria’nın anısına bugün UNESCO Miras Listesi’ne giren ‘Victoria Terminus’ tren istasyonu inşa edilmiş. Gotic tarzda yapılan istasyon gerçekten görülmeye değer bir mimariye sahip. Bu arada 92 bin km’lik demiryolu ağına ve 7 bin 172 istasyona sahip ülkede 9991 tren sefer düzenliyor ve günde yaklaşık 25 milyon kişi taşıyormuş.
2.1 KİLOMETREKAREDE 1 MİLYON KİŞİ
2.1 kilometrekarelik mahalle Asya’nın en büyük gecekondu bölgesi… Yoksulluğu iliklerinize kadar hissedeceğiniz bölge için turistik turlar düzenleniyor. İnsana 1900’lerin başlarında Avrupa’da kurulan ‘İnsanat Bahçeleri’ni geziyor hissi uyandırıyor. O yüzden insan fotoğrafı çekmek içimden gelmedi açıkçası. ‘Pislik ve koku’ beyninize işlese de ‘Made in India’ yazılı pek çok ürün günde 1 dolardan az paranın kazanıldığı bu mahallede üretiliyormuş. Yıllık cirosu da 650 milyon dolardan fazlaymış.
DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇAMAŞIRHANESİ
140 yıl önce inşa edilen çamaşırhane, 20 milyondan fazla nüfusa sahip kentin ‘temizlik’ merkeziymiş. Ne kadar temiz olduğu tartışılsa da her gün 100 binden fazla çamaşır burada yıkanıyormuş. 7 bin işçinin günlük 500 rupi (yaklaşık 40 TL) ücret karşılığında 18-20 saat çalıştığı bir yer burası. Guinness Rekorlar Kitabı’nda da yerini alan çamaşırhanede yıkanan eşyalar kurutulup, ütülendikten sonra tek bir kayıp olmadan sahiplerine teslim ediliyormuş. Bu da sanırım büyük bir marifet!
BAĞIMSIZLIĞIN İZİNDE
Yolumuz bir dönem Gandi’nin yaşadığı ve bugün müze haline dönüştürülen küçük mütevazı evine de düştü. İki katlı müzede Gandi’nin hayatına dair kesitleri, çalışma odasını ve Hindistan bağımsızlık mücadelesinin kırılma noktalarıyla ilgili hazırlanmış maket stantları görmeniz mümkün. Mücadelesinin ilham kaynaklarından birini “Mustafa Kemal yenene kadar Tanrı’ya da İngiliz sanırdım” sözleriyle dile getiren, Gandi keşfedilmesi gereken bir lider!
SÖMÜRGECİLİĞİN SİMGESİ
Kentin güneyinde, Arap Denizi’nin hemen kıyısında inşa edilmiş görkemli bir tak ‘Gateway of India’… Hindistan’a ilk ayak basan Kraliyet mensupları olma özelliğini taşıyan Kral 5. George ve Kraliçe Mary’nin anısına yapılmış. Zira kendileri bu noktadan Mumbai’ye ayak basmış. 26 metre yüksekliğindeki anıt 11 yılda tamamlanmış, ne hikmettir ki 1947’deki bağımsızlığın ardından son İngiliz askerleri de bu kapının altından geçerek Hindistan’ı terk etmiş.
VEJETARYEN BİR İNANÇ
Hindistan 30 binden fazla Tanrı’nın kutsandığı ve farklı inanç sistemlerinin bir arada yaşadığı bir ülke… Hinduizm ön planda olsa da ona tepki olarak doğan inançları da tolere ediyor. Jainizm onlardan biri. Her canlıyı kutsayan, önceleyen bir inanç olduğu için vejetaryenler. Hatta kökünden sökülerek tüketilen sebzeleri bile yeniden filizlenmelerinin önüne geçildi diye tüketmiyorlar. Görkemli bir mimariye sahip tapınakta ayine tanıklık etme fırsatı bulduk… Ağızlar bir bezle kapalı ve ellerde süpürgeler! Nedeni ise yanlışlıkla ağza giren bir sineğin ya da yerde dolaşan bir böceğin ölümüne neden olmamakmış!