Âşık olmak mı yoksa aşk olmak mı?

EMİNE BIYIK
emine.biyik@aksam.com.tr

Yeni şarkısı ‘Aşk Olmak’a klip çeken Aydilge, sevdiğini görmeyi, ona sarılıp uyumayı; işin, hırsın, paranın, tüm dünya telaşlarının önüne koyan akılsız âşıklara ihtiyacımız olduğunu savunuyor. “Kimseyi içsel boşluklarımıza yamamayalım ya da kimseye yama olmayalım” diyor. Ve yeni şarkısında sizlere bir soru soruyor: ‘Âşık olmak mı, yoksa aşk olmak mı?’

Yeni şarkınız ‘Aşk Olmak’ aşkla mı yapıldı?

Evet. Aşkla, aşk için yaptım ve besteledim. Bence bu ülkenin gerçekten çok fazla aşığa ihtiyacı var! Hani yüzde adeta şapşal bir gülümseme, bakışlarda bir şehlalık, aklın çöpe atıldığı, her şeyin ve her yerin durduk yere güzelleştiği o naif hal var ya... İşte ondan... Sevdiceğini görmeyi, ona sarılıp uyumayı, işin, hırsın, paranın, tüm dünya telaşlarının önüne koyan o akılsız âşıklara ihtiyacımız var. Çünkü âşıklar bilir dünya işlerinin anlamsızlığını ve ancak onlar özendirebilirler akılsızca, yürekle yaşamanın naifliğini...kimseye yama olmayalım 
Şarkı içinde ilginç bir soru barındırıyor. ‘Âşık olmak mı? Aşk olmak mı?’, sizce hangisi?
‘Aşk’ olmak... Aşk olmak için de sadece karşındakini değil, kendini ve her şeyi sevebilmek gerek aslında. Kendimizi dinleyip anlayıp sevmedikten sonra, sevdiğimizi sandığımız insanlar, içsel boşluklarımızı yamamak için bulduğumuz birer objeden ibaret kalıyor. Ve objeler değişse de boşluk değişmiyor. Kimseyi içsel boşluklarımıza yamamayalım ya da kimseye yama olmayalım. Hak ettiğimiz aşk budur... ‘Ortalama, fena değil, idare ediyoruz işte’ ilişkilerden çıkaralım kalbimizi. Tutkulu, şapşal âşıklara ihtiyacımız var hepimizin... Çünkü bir tek onlar anlatabilir o pek ‘mühim’ gerçeklerin bomboşluğunu. 
Klibinizin hikâyesini dinleyelim mi?
Klibin yönetmeni Murad Küçük benim doğal halimi çok sevdiği için klipte sabah evimde uyanıp sonra kendimi sokağa atıp sahile indiğim, arkadaşlarla eğlendiğim bir günü canlandırdık. Her şey oldukça hakikiydi. Ev kendi evim, sahil ise gerçekten evimin yakınındaki sahildi. Aşk şarkısı olmasına rağmen yanıma yakışıklı bir manken koyup hülyalı bakışlar atıp ah ne kadar da aşığız şeklinde bir klip çekmeyi düşünmedik... Artık herkes bıktı bu yapaylıklardan. Zaten şarkının içinden dışından enerji fışkırıyor. Yapaylık kaldırabilecek ruhu yok. O yüzden klibimi çok seviyorum.
Oldukça yoğun bir konser programınız var, bu yoğunluğun arasında yeni eserler üretebilmeyi nasıl başarıyorsunuz?
Haklısınız, evin yüzünü unuttuğum zamanlar oluyor... Ama yoğunluk kendi başına kötü bir şey değildir. Onu kötü ya da besleyici kılan, sizin neyle kendinizi yoğun tuttuğunuzla alakalı. Benim yoğunluğum müzik... Dolayısıyla müzikle ilgili yoğunluklar beni hep besler. Yani taşıdığımız yükler değil, onları yük olarak görüp görmediğimiz belirliyor ruh halimizi. Ben müzik yapmaktan o kadar mutluyum ki bu yoğunluk beni daha üretken kılıyor. Müzik benim kanatlarım. Beni uçuran bu mucize sayesinde akabiliyorum.

MÜZİK ŞİFADIR

Yaşanan sıkıntılı günlerde en çok konser veren sanatçılardan birisiniz. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Gerçekten beni yalnız bırakmayıp konserlerime gelen herkese çok teşekkür ediyorum. Ve şunun altını tekrar çizmek istiyorum. Terör ve benzeri tüm olumsuzlukların yaratmak istediği şey, insanlara korku salıp evlerine hapsetmektir. Konserler, toplu etkinlikler, teröre en büyük baş kaldırıdır. Yani her iptal edilen, ertelenen konser bence kendi ayağımıza sıktığımız bir kurşundur. Zira artık şunu anlamalıyız, müzik sakil bir eğlence aracı değildir. Bir şifadır, iyileştirir ve birleştirir.
En çok hangi alanlarda konser vermeyi seviyorsunuz?
Tabii ki açık hava festivalleri en sevdiğim... Çünkü bir sürü farklı sosyal ve ekonomik gruptan, yaştan, insan bir araya geliyor ve tüm farklılıklar eriyor... O anda şunu görüyorum, aslında bizi ayıran her şey bir ilüzyon çünkü o ‘sözde’ farklı insanlar, aynı şarkılarda beraber ağlıyor, beraber gülüyor.
Sizi sevenlere  neler söylemek istersiniz?
Onlarla duygularımı hâlihazırda paylaşıyorum. Bu sefer onlar benimle paylaşsınlar istiyorum... #aşkolmak etiketi altında aşk olmak’tan ne anladığımıza dair cümleler kuralım istiyorum. Böylece kocaman bir aşk ailesi oluşsun. Mesela son paylaştığım şu şekilde: ‘Lütfen kalbimi kırma demek yerine önce kendi kalbimizi kırmaktan vazgeçelim çünkü aslında kalp kıranı orada tutan, bizden başkası değildir. 

KÖTÜCÜL İNSANLARLA ÇALIŞAMIYORUM

Dizi müziklerinin aranan isimlerindensiniz. Dizi müziği hazırlarken neye/nelere dikkat ediyorsunuz? 
Pek çok farklı dizide şarkılarım yayınlanıyor. Şarkıları, uygun sahnelere göre yapımcılar kendileri seçiyorlar ve talep ediyorlar. Bu noktada benim bir şey yapmama gerek kalmıyor çünkü piyasaya çıkmış bir şarkımı seçiyorlar. Ama jenerik hazırlamak çok farklı bir iş. Kiralık Aşk için yazdığım şarkıdaki gibi durumlarda tabii ki senaryoyu, dizinin ruhuna dikkat ediyorum. Ama en çok neye bakıyorum biliyor musunuz? Yapan ve oynayan insanların iyi kalpli olup olmadığına... Ben kötücül insanlarla çalışamıyorum...
Siz bir dizide oynamayı ister misiniz? Nasıl bir hikâye sizi cezbeder?
Daha önce Güneşi Beklerken, Yalan Dünya, Kiraz Mevsimi gibi çok güzel dizilere konuk olarak gittim. Ama orada da hep Aydilge’ydim. Başka bir rol nasıl olur hiç düşünmedim. Aslında olabilir, neden olmasın...