Yazarlar

Vedat Bilgin

Vedat Bilgin

vedat.bilgin@aksam.com.tr

Türkiye ittifakı ve Türkiye'nin bekası

Vedat Bilgin tüm yazıları

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Türkiye ittifakını’ dile getirmesi bugün karşı karşıya bulunduğumuz tarihsel durumun ortaya koyduğu meseleye verilen bir cevap olduğu kadar, bir devlet bilincinin ifadesi olarak anlaşılmalıdır. Devlet Başkanı, kendi partisi de dâhil farklı siyasi partilerden farklı siyasi anlayışlardan değil Türkiye ittifakından bahsetmektedir; bu sebepsiz değildir. 

Tarihin kırılma anları, değişim dönemleri vardır; bu zamanlar birçoğu kere birkaç yüz yılda bir ortaya çıktığı gibi daha uzun zaman aralıklarında da meydana gelebilir. İmparatorluğun on dokuzuncu Cumhuriyetin yirminci yüz yılı zor zamanlardır; Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde karşılaştığı sorunlar netice itibarıyla bir bağımlılık ekseninde sürmüştür, İmparatorluğu kaybeden Türkler bağımsızlık mücadelesini kazanmalarına rağmen zamanla Batı vesayetinde yaşamak durumunda kalmışlardır. 

KIRILMA ANI 

Bugün tarihsel kırılma anlarından birinde yaşıyoruz; çokça söylediğim gibi içinde yaşadığımız için bu değişim anının ne kadar önemli, ne kadar anlamlı, aynı zamanda ne kadar sorunlu olduğunu yeterince göremeyebilir, hâlâ karşılaştığımız problemleri politik tarafgirliğimizin penceresinden bakarak ‘ama siz şunu yapmasaydınız, bunu yapsaydınız’ gibi bir suçlayıcı dil kullanılmaya devam edebiliriz. Dikkat edilirse eleştirel tavırdan veya dilden bahsetmeden doğrudan ‘suçlayıcı’ ifadesini kullanıyorum çünkü eleştirel tavır aktüel olanı, aktüel politik durumu; tarihsel stratejik, mukayeseli bakarak ortaya farklı bir yaklaşım koymak demektir. 

Tarihsel kırılma anı derken birincisi, dünya sisteminin değişimi söz konusu edilmektedir ki bu Batı hegemonyasının çöküş sürecidir. İkincisi, bu değişim aşamasında bölgesel düzlemde Batı, bölgemizdeki emperyalist bağımlılık ilişkilerini, bölge ülkelerinin haritalarını değiştirerek, bölge halklarına saldırarak devam ettirmek istemektedir ki Türkiye ile Batı arasında çelişki bu noktada ortaya çıkmaktadır. Üçüncü mesele ise, Türkiye’nin iki yüz yıllık Batı vesayetine karşı içeride siyasi yapıda demokratikleşme yoluyla; ekonomik yapıda, üretim gücünü harekete geçirerek geldiği yer ve dış politikada çok boyutlu savunma işbirliği alternatiflerini ortaya koyarak, ulaştığı bağımsızlıkçı yaklaşımla ilgilidir. 

YENİ DURUM 

Artık seçim döneminin tartışmaları geride kalmıştır; o zeminde yapılan tartışmalar siyasi karşıtlıklar zaten seçimle neticesini vermiştir.  Şimdi yeni bir durum söz konusudur. 

O zaman bu ittifak kime karşıdır? Bu ittifak her şeyden önce Türkiye’nin düşmanlarına karşıdır; iki yüz yıl sonra demokrasisiyle bölgesel model olan, ekonomik kalkınmasıyla en zor zamanda 170 miyar dolar ihracata ulaşan bu ülkeye ekonomik saldırı düzenleyen, halkının refahını çalmaya çalışanlara karşı bir ittifaktır.  

Önce Afganistan’ı, sonra Irak’ı daha sonra Libya’yı, Suriye’yi, Mısır’ı, Sudan’ı kontrol edip, parçalayıp yeniden sömürge etmek isteyenlere, Filistin’de katliam yapanlara, İran’ı ve Türkiye’yi hedef haline getirip parçalamak isteyenlere karşı bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi ittifakıdır bu çağrı. Kimse unutmasın ‘bağımsızlık bu milletin karakteridir’.

Vedat Bilgin Diğer Yazıları