Yazarlar

Vedat Bilgin

Vedat Bilgin

vedat.bilgin@aksam.com.tr

Toplumsal çözülmenin farkında mısınız!

Vedat Bilgin tüm yazıları

Türkiye’de dikkatlerin daha çok terör, dış politika, bölgesel sorunlara yöneldiği bir aşamada fazla üzerinde durulmayan fakat dipten dibe derinleşen bir ‘toplumsal çözülme’ sorununun yaşandığını fark etmek durumundayız. Elbette devletler, fiili olarak karşılaştıkları siyasal varlık sorunlarını ele almak, güvenliklerine yönelik tehditlere dönük cevaplar vermek durumundadırlar fakat aynı zamanda sistemin temellerini aşındıran ‘sosyal sorunlara’ karşı da duyarlılıklarını kaybetmemek mecburiyetindedirler. 

Televizyonlarda yayınlanan çeşitli magazin programlarında işlenen cinayetlerin ortaya dökülmesine dönük sahneler, üçüncü sayfa haberciliği diye bilinen olaylarda yer alan vahşet görüntüleri, çocuklara, kadınlara ya da sokaklarda, başka mekânlarda gündelik hayatın içindeki insanlara yönelen şiddet biçimleri, sadece sıradan bir haber olarak geçiştirilemez. Eğer bu tür olaylarla paralel seyreden boşanma, intihar, aile içi şiddet, gasp, saldırı gibi olaylarda ciddi bir yükselme eğilimi varsa burada üzerinde durulması gereken bir ‘toplumsal mesele’ vardır. 

DEĞİŞİM SANCISI 

Her konuyu olduğu gibi bunu da politik bir dille ele almak,  genel bir ifadeyle konuya ‘siyaseti’ suçlayacak bir bakışla yaklaşmak elbette meselenin anlaşılmasına katkı yapmayacaktır. Çünkü bu tür olayların artışında bir düzenliliğin gözlemlenmesi, yani her zaman yaşanandan farklı olarak artan bir eğilimin ortaya çıkması, yeni bir toplumsal duruma işaret etmektedir. 

Toplumsal değişmelerin hız kazandığı dönemler iki önemli olayın ortaya çıktığı zamanlardır. Bunlardan ilki, kalkınma ile toplumsal gelişme arasındaki ilişkilerde yaşanır. Diğeri ise, toplumsal değişimin kurumlar arası yapısal ilişkileri çözmesi, ‘yeniden yapılandırması’ arasında yaşanan olaylarla ilgilidir. Kamuoyunda üzerinde durulan daha çok gelişmedir yani ekonominin büyümesi, refah artışı, tüketim talebinin yükselmesi ve nihayet insanların daha iyi şartlarda yaşaması gibi konulardır. Oysa daha derinden yaşanan ve ancak bazı olumsuz neticeleri tezahür ettikçe görülen problemler hep toplumsal yapının derinliğinde yaşanan değişim sancısının sonuçlarıdır. Toplumsal değişimin hız kazandığı dönemlerde kurumsal mekanizmaların fonksiyon kaybı, yeni duruma uygun kurumsal yapılaşma sorunları insan davranışlarında sarsıcı etkilere sebep olmaktadır. 

NASIL DAVRANIRIZ? 

Literatürde ‘anomi’ diye bilinen kavram aslında kelime anlamının ötesinde bir olayı ifade etmektedir. Toplumsal hayatın sürdürülmesini sağlayan, ortak davranış kalıplarının kaybolması ya da bazı toplumsal kesimler arasında bunların etkisinin zayıflaması aslında kamusal hayatın temellerinde bir aşınmanın göstergesi olarak ele alınabilir ki bu durum, sorunun daha da derinleşme ihtimalinin ortaya koymaktadır. 

Toplumsal değişme dalgaları karşısında sarsılan, geleneksel ilişkilerin kendilerine sunduğu davranış kalıplarını, toplumsal dayanışma bağlarını kaybeden insanlarda ortaya çıkan güçsüzlük, yalnızlaşma, örgütsüzlük vs. bunların yol açtığı muhtelif davranış bozukluklarının derinlemesine incelenmesi için ‘toplumsal çözülmeyi’ etraflıca analiz etmek gerekir.

Vedat Bilgin Diğer Yazıları