Yazarlar

Vedat Bilgin tüm yazıları

İstanbul Belediyesi seçiminden sonra Ana Muhalefet partisinin ümitlenmesi kendisi açısından anlamlıdır çünkü sürekli kaybetmenin sebep olduğu manevi tahribat, sadece siyasetten ümit kesilmesine değil, demokrasiden de umut keserek başka beklentilerin oluşmasına yol açabilirdi. Bu bakımdan, Mahalli İdareler Seçimlerinde aldığı oy oranının hala % 30’un üzerine çıkamamasına rağmen CHP’nin üç büyük şehrin belediyelerini kazanmasıyla, bilhassa yenilenen İstanbul seçiminden sonra psikolojisindeki değişmenin kendileri açısından faydalı olduğu açıktır.  

Türk siyasal hayatında, ‘halktan uzaklaştığı için seçim kaybeden, seçim kaybettikçe demokrasiden uzaklaşma eğilimi artan’ bu partinin demokrasiden ümit kesmemesini başlı başına önemli bulurum fakat ant-demokratik geleneğin tortuları üzerinde oturan bu parti için yine de problemli bir durum söz konusudur. Bu süreci, ülkenin demokratikleşmesine karşı yeni arayışlara yönelmek için bir fırsat olarak değerlendirmeye kalkma eğilimi kısa sürede hemen kendisini göstermiş, açıkça eski sisteme dönme yönünde bir tavır ortaya çıkmıştır. 

YENİYİ KABUL ETMEK 

Zaman zaman ‘bu sistemde revizyona ihtiyaç var’ demek veya açık açık ‘eski sisteme dönmek için’ CHP tarafından yapılan ‘referandum’ çağrısı eski kurulu düzenin devam etmesini istemekten bütün demokratik kazanımlardan, vazgeçme çağrısından başka bir şey değildir. Burada anlaşılmayan konu, eski kurulu siyasal düzenle onun dayandığı kadrolarla toplumsal gelişme arasında ortaya çıkan çelişkilerin bütünüyle Türkiye’nin demokratikleşme dinamiği ile aşılmış olmasıdır.  

Ülkenin demokratikleşmesini talep eden yeni toplumsal güçlerle eski tutucu anti-demokratik yapı arasındaki çatışmanın meydana getirdiği siyasal bir dönüşüm söz konusudur. Bir başka anlatımla ülkenin demokratikleşme süreci, toplumsal değişimin meydana getirdiği siyasal devrimin sonucudur. 

Eski düzenin bütün kurumları ve dayandığı toplumsal güçler, Türkiye’nin modernleşmesi hız kazandıkça tarih olmuş, yeni toplumsal güçler bu eski siyasal rejimi tasfiye ederek ilerlemeye devam etmiştir. Unutulmamalıdır ki eski siyasal düzenin arkasında 27 Mayısın anayasal dünya görüşü onun devleti topluma rağmen, kendi iktidar alanı olarak denetim altında tutan ideolojik dünya görüşü vardır. 

YENİYİ KURMAK 

Elbette sistem değişimi kolay bir şey değildir, eski siyasal alışkanlıklar, iki yüz yıllık bürokratik tahakküm geleneğinin bütün kurumsal yapılarını bir yıl gibi kısa sürede ortadan kaldırmak, söküp atmak kolay olmadığı gibi, anayasal ve yasal çerçevesini de bütünüyle değiştirip yenilerini inşa etmek kısa zamana sığdırılacak işler değildir. Fakat bu konuda atılan adımları köklü reformlarla devam ettirdikçe, yeni sistem kurumsal mekanizmalarıyla işlerlik kazanacak değişim bütün boyutlarıyla gerçekleşecektir. 

Bugün ‘sistem işlemiyor’ diyerek, revizyon isteyenlerin bilmesi gereken şey ‘yeni sistemin henüz inşa edilmekte olduğudur’, geçiş sürecinin sorunlarını eskiye dönmek için bir fırsat sanmak, tarihi geriye çevirme arzusu boş bir ümittir. 

Vedat Bilgin Diğer Yazıları