Yazarlar

Vedat Bilgin

Vedat Bilgin

vedat.bilgin@aksam.com.tr

Ekonomide yeni dönem

Vedat Bilgin tüm yazıları

Ekonomide karşılaşılan sorunları çözmek için gerçekçi olmak birinci şarttır, diğerleri sonradan gelir. Ekonomi Bakanı Albayrak’ın ‘Yeni Ekonomi Planı’nı açıklarken ortaya koyduğu tablo gerçekçi bir tavrı yansıtmaktadır. Bugün, meydana gelen konjonktürel sorunlarla, yapısal sorunları birbirinden ayırarak meseleye yaklaşmak bu işin gerçekçi yönüdür. 

“Konjonktürel olan, küresel finansal dalgalanmaların yaşandığı bir zamanda Türk ekonomisine karşı uluslararası planda operasyonel bir saldırının çeşitli finans kuruluşları vasıtasıyla uygulanmakta olmasıdır. Bugün ekonomide yaşanan olaylar, reel sektör büyümesini sürdürürken, bütün ekonomik göstergeler uluslararası kriterlere uygun olarak normal şartlarında seyrederken ‘derecelendirme kuruluşlarının’ açıklamalarıyla başlayan saldırıların giderek, uzun vadeli bazı fonların adeta bir talimatla, vadesi gelmeden harekete geçip çıkışıyla çeşitli spekülatif hareketlerin neticesinde döviz fiyatlarında bir dalgalanmaya dönüşmesinin eseridir.” 

YAPIYI DEĞİŞTİRMEK 

Yapısal olan ise, ekonomide cari işlemler açığının giderek müzmin bir hal almasıyla ilgilidir. Elbette ki bu sorunun bir kısmı doğrudan doğruya Türkiye’nin enerji ithalatına bağlıdır, bir başka ifadeyle enerji bakımından dışa bağımlılığın meydana getirdiği bir cari açık sorun olarak ekonominin önünde durmaktadır fakat ekonomi büyürken bu sorunun büyümesi değil küçülmesi iktisat politikalarının hedefi haline gelmek durumundadır. Bunun yolu, kalkınma teorisinin ortaya koyduğu temel bir konudur: Ekonomi büyürken dışa bağımlılık, ilk aşamada ‘ithal ikamesiyle’ daha sonraki aşamalarda rekabet, verimlilik ve avantajlı olunan alanlarda ‘ihracata dayalı büyüme stratejisiyle’ aşılacaktır. 

Türkiye’nin uzun vadeli ekonomik hedeflerine ulaşması için enflasyon-döviz kuru- faiz arasındaki ilişkileri belli bir düzeyde dengeye kavuşturup, büyümesini daha sağlıklı bir zemine dayandırması gerekmektedir. 

“Bu açıdan bakıldığı zaman ‘Yeni Ekonomik Politika’nın öncelikli hedefinin bugünlerde %20’lerde olan enflasyon oranını kademeli olarak düşürüp, 2020’de tek haneli hale getirdikten sonra, 2021’de %6’ya indirmesi önemlidir. Yüksek enflasyonun, birçok sebebinden bahsetmek mümkündür fakat uzun dönem içerisinde önemlilerinden biri yüksek faizler ise diğeri de döviz fiyatlarındaki dalgalanmalar ve bunların meydana getirdiği istikrarsızlıktır. Şüphesiz özel veya kamu sektörünün dış borçlanma yoluyla elde ettikleri kaynakları, ‘borçlanma maliyetinin’ altında bir verimlilikle kullanımı da burada ciddi bir sorun olarak ortaya çıkacaktır.” 

ÇIKIŞ NEREDE 

Ekonomik programda enflasyonu düşürmek için konjonktürel olarak ortaya çıkan küresel etkilerin, döviz fiyatlarındaki dalgalanmaların, bunların muhtelif sektörler üzerinde yol açtığı dengesizliklerin ortadan kaldırılması, ‘dinamik bir büyüme’ için programda ‘dengelenme’ diye ifade edilen yeni bir yapısal durumun ortaya çıkması, hazırlanması gerekmektedir. 

Bunun için bu yıl ve gelecek yıl büyüme hedeflerinde 2016 ve 2017’ye göre mütevazı büyüme oranlarının ön görülmüş olmasını anlamak gerekir ki bundan sonra, 2021’den itibaren %6 gibi düşük enflasyon ve %5’ten başlayarak yüksek oranlı büyümeye geçilebilmesi mümkün olabilsin. Bu yaklaşımın uygulanmasında önceliğin fiyat istikrarı, finansal istikrar ve bütçe disiplinin sağlanmasına verilmesi, ekonomik sorunlardan çıkmak için önemli bir başlangıç niteliğindedir.

Vedat Bilgin Diğer Yazıları