Yazarlar

Vedat Bilgin

Vedat Bilgin

vedat.bilgin@aksam.com.tr

Ekonomide neler olabilir?

Vedat Bilgin tüm yazıları

Türk ekonomisindeki gelişmeler dost düşman herkesin ilgiyle izlediği olaylardır. Düşmanca gözle bakanların merak ettiği hususlar arasında çeşitli yabancı fon kuruluşları ve finans çevreleri vasıtasıyla yapılan operasyona, dış konjonktürün olumsuz şartlarına ve Batı sitemi tarafından açıkça sürdürülen saldırılara rağmen, ekonominin nasıl sadece ayakta durmakla kalmayıp, yeniden makro dengelerini oluşturup büyümeye geçtiği konusudur. Başta muhalif sözde iktisatçılar olmak üzere neredeyse yazar çizer siyasetçi görünümlü herkesin ‘bu işin IMF’nin kapısını çalmaya kadar gidecek’ diye ümitlendiği bir durumda reel ekonomi üstelik de ihracata dayanarak çarklarını çevirmeye, üretmeye devam etmektedir: Ekonomi Bakanı Albayrak ‘Yeni Ekonomi Programını’ kamuoyuna sunarken bu defa bir önceki programda belirttiği hedeflerin birçoğuna ulaşmış olmanın rahatlığı içinde, hem mevcut sorunları hem yapılacak düzenlemeleri hem de yeni hedefleri gerçekçi bir biçimde ortaya koyacak bir program açıkladı. 

YENİDEN BÜYÜME 

Türkiye 15 Temmuz ihanetinin beşeri maliyetini ödemesine, sadece Suriye’den bu ülkeye sığınan dört milyon civarında insanın her türlü ihtiyacını yıllardır karşılamasına, etrafındaki kuşatmaya, terör saldırılarına cevap vermenin ekonomik yükünü üstlenmesine rağmen, üstelik başta Avrupa olmak üzere yoğun ekonomik ilişkiler içinde bulunduğu ülkelerde ekonomik durgunluk hâkimken makro dengeleri oluşturma konusunda ciddi bir başarı sağlamıştır. 

Önemli büyüme sorunu olan enflasyon 2018 de % 25’e kadar çıkmışken % 15’in altına indirilmiştir ve düşmeye devam etmektedir. Öyle ki bu yılın sonunda enflasyonun tek haneli hale getirilmesi beklenmektedir. Enflasyonla birlikte faizler de düşme sürecine girmiş, bilhassa ihracata dayalı üretimde ciddi bir dinamizm görülmüştür. Bu bize ‘faiz-enflasyon-döviz krizi’ sarmalına düşülmediğinin aksine yıllarca bu sarmalın çökerttiği ve IMF’ye muhtaç ettiği ‘darboğazdan’ çıkıldığını göstermektedir. 

Ekonominin bir toparlanma sürecine girmesiyle, daha yakın zamana kadar küçülme bekleyenlerin bu durumu değerlendirip tahminlerini değiştirdiklerini, beklenti rakamlarını düzelttiklerini görüyoruz; uluslararası bir derecelenme kuruluşunun Türkiye’nin başarısını alkışlamasının arkasında daha önceki bütün tahminlerinin yanlış çıkması ve itibar kaybetmiş olmasının da payını görmek gerekir. 

NEREYE! 

Yeni Ekonomi Programında gerçekçi tespitler ve değerlendirmelerin önemli olduğunu belirtmiştim. Bunlardan biri de ‘Ekonomideki toparlanmanın ve büyüme dinamiğinin arkasında tüketim harcamaları ve net ihracatın bulunduğunu söylerken, yatırımların zayıf kaldığını’ belirtmesidir ki bunun istihdamla ve yüksek işsizlik oranıyla ilişkisi açıktır.  

Bu tespit önemlidir, çünkü Yeni Ekonomi Programı yatırım ortamını geliştirecek bir dizi tedbir öngörürken, esas olarak ihracatı dinamize edecek bir sanayileşmeyi öne çıkartmaktadır. Yıllardır müzminleşen cari açık sorununun çözümüne doğru atılan adımların temelinde de bu vardır.  Yeni Ekonomi Programı, ‘ithalata dayalı’ dolayısıyla borçlanmayı zaruret haline sokan yapıyı değiştirmek konusunda ciddi bir adımdır. Ne dersiniz ‘değişim başlıyor’.  

Vedat Bilgin Diğer Yazıları