Yazarlar

Vedat Bilgin tüm yazıları

Dünyanın içinde bulunduğu durum, derinleşen bir kriz halini göstermektedir. Krizin yakın kaynaklarını görmek zor değildir. Afganistan’da bitmeyen savaş durumu, Irak’ta ABD işgaliye başlayıp kitlesel katliamlara dönüşen olaylar, Suriye’deki vahşet tablosu, milyonlarca insanın yurtlarından sürülmesi, yüz binlercesinin hayatını kaybetmesi, Yemen’de olanlar, Libya’nın parçalanması, Mısır’a yapılan dolaylı müdahaleler, Somali, Keşmir, Myanmar’da yaşananlar dünyanın adeta bir kâbus ortamına dönüştüğünün göstergeleri değil midir?  

Batı ülkeleri böyle bir dünyada refah içinde yaşamalarına devam edebilirler mi? Başka bir söyleyişle bu vahşet tablosunun hazırlanmasının baş sorumlusu durumunda bulunan başta ABD olmak üzere Batı sisteminin içinde yer alan ‘refah toplumları’ yoluna devam edebilir mi? 

İNSANLIK ÖLMEDİ! 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler kürsüsünden Aylan bebeğin fotoğrafını gösterirken yaptığı eleştiri ve insanlığa yönelik çağrısı dünyanın bozuk düzeninin insani maliyetini sergileyecek niteliktedir. Dünyadaki açlığın, küresel yoksulluğun, savaşların yol açtığı katliamların, göçlerin sadece Ortadoğu’yu cehenneme çevirmekle kalmadığını, insanlığı tahrip ettiğini anlatırken ortaya koyduğu tavır, bütün dünyaya insanlığın vicdanı ölmedi haykırışıdır. Bu haykırış bütün bu sorunlara karşı sadece lafzi bir tavır koyan liderin sesi değil, sorumluluk alarak bu sorunlarla mücadele kararlılığını gösteren, diğerlerini de insanlığa davet eden bir ülkenin liderinin sesidir. 

Türkiye, başta Suriye savaşı olmak üzere evlerinden/ülkelerinden kaçmak zorunda kalmış herkese, yaklaşık beş milyon insana kucağını açmışken, müttefikleri tarafından yalnız bırakılmakla kalmamış, Batılı servislerin organize ettiği terör saldırılarının hedefi haline gelmiş ve bunlarla mücadele eden bir ülkedir. Dünyanın yoksullarına milli gelirine göre, en çok insani yardım yapan ülke olması ise anlaşılması gereken insani bir olaydır. Bu bakımdan Cumhurbaşkanının dünyanın ‘bozuk düzeninin’ merkezi kurumu olan Birleşik Milletler’ deki konuşması bütün mazlum dünyanın ümidini seslendirmiştir. 

KRİZ BÜYÜYOR 

Günümüzde, insanlık düşmanı emperyalizm, Batı’nın duyarsızlığı, dünyayı yaşanmaz hale getirmiş bulunmaktadır. İşin ilginç tarafı bu sorunların Batı’ya yansımasının kaçınılmaz olmasıdır. Bugün savaşların meydana getirdiği olayların başında birçok ülkede kamu düzeni diye bir şeyin kalmaması ve Batı’nın müdahale ettiği ülkelerin siyasi, ekonomik ve sosyal hayatlarının çözülmesi sonucu Asya’dan, Ortadoğu’dan, Afrika’dan milyonlarca insanın Batı’ya göç etmek mecburiyetinde kaldıkları ortadadır. Bu göçleri Türkiye’nin veya başka bir ülkenin durdurma imkânının olmadığı, bu göçlerin hedefinin de Batı olduğu açıktır. 

Dünya düzenin bozuk yapısı neticesinde, yoksulluk arttıkça yoksul ülkelerin açlarının, yoksullarının, işsizlerinin Batılı refah toplumlarına doğru göç etmeyi sürdüreceklerdir; Batı emperyalizmi ülkelerin iç işlerine müdahale ettikçe savaş çıktıkça, iç savaş çıkarttıkça bu göçler devam edecektir. Kısaca, bozuk düzeni sürdürmenin şartları hızla ortadan kalkmakta; bir devir kapanmaktadır; Batı kendi mezarını kazmaktadır. 

Vedat Bilgin Diğer Yazıları