Yazarlar

Vedat Bilgin tüm yazıları

Gazi Paşa’nın ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sözünü alarak, ‘Suriye’de ne işimiz var’ diyenler, niye Fırat’ın doğusuna yahut batısına girildiğini anlayamayanlar, onun Misak-i Milli çizgisine karşı hep duyarlı olduğunu, bu coğrafyada barışı savunmak için önce barışı inşa etmek gerektiğini kavrayamayanlardır. 

Evet, barışı savunmak için barışı kurmak gerekir; Anadolu coğrafyasında yaşamanın bedeli budur. Osmanlılar ‘Pax Ottomana’yı kurarak bu coğrafyada büyük imparatorluk oldular; Gazi Paşa Milli Mücadele’de sömürgecileri mağlup ederek bu yurda barışı getirdi. Unutulmamalıdır ki barışı kurmanın her zaman bir maliyeti vardır. Türkiye, şimdi bölgede emperyalistlerin saldırılarını, terör örgütlerini de kullanarak meydana getirdiği istikrasızlığı, ülkeleri parçalama siyasetini boşa çıkaracak yeni bir barış inşa etme misyonuyla karşı karşıyadır. 

EMPERYALİZME KARŞI BARIŞ 

Bugün şartlar tamamen farklıdır; Batı’nın sömürgeciliğinin yerini yeni emperyalizm almıştır. Sömürgecilik sonrası bütün Ortadoğu, bütün Afrika ve Asya emperyalist saldırılara ve istilaya uğramaktadır. Suriye ve Irak’ın parçalanması, Libya’nın dağılması, Cezayir’e müdahale, Tunus’un demokratikleşmesine saldırı, Yemen ve Afganistan’daki durum bu vahşetin örnekleridir. 

Günümüzde ‘dünya sistemi’ diye bilinen düzen, aslında Batı hegemonyasını kuran emperyalist siyasettir ve bu sistemin çeşitli işleyiş süreçleri bulunmaktadır; bunlardan biri çevre ülkelerin doğal kaynakların ele geçirilmesi ve işletilmesi gibi metropol ülkelerin ekonomik hegemonyasının kurulmasıdır. Diğeri, yönetim yapılarının bu emperyalist düzeni sürdürecek kadrolardan devşirilmesi yani siyasi denetim mekanizmasının kurulmasıdır. Üçüncü aşama ise, hedef ülkenin Batı sistemine eklemlenmiş bir pazar haline sokulmasıdır ki bunun piyasa mekanizmasına dahil olmak diye takdim edildiğini unutmamak gerekir. 

TÜRKİYE’NİN MİSYONU 

Bugün, ‘dünya sistemi’ küresel dinamiklerin etkisiyle sarsıntılar yaşamakta, bu sürecin hazırladığı toplumsal değişmeler ve onların meydana getirdiği yeni toplumsal yapıların ürettiği siyasal eğilimlerle çevreden gelen değişim taleplerini bastırarak yoluna devam etme arayışındadır. ABD’nin Ortadoğu siyasetinde işgal, saldırı, askeri operasyonların PKK/PYD gibi terör örgütlerini silahlandırarak, kiralık elemanlar olarak ülkelerin iç işlerine müdahale etmesi, Suriye’yi bu terör yapıları vasıtasıyla bölüp işgal/kontrol etme arayışını bu açıdan değerlendirmek gerekir. 

Türkiye neden Fırat’ın doğusuna giriyor?  1. Bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünü korumak,  ABD’nin ‘kiralık askerleri’ halindeki PKK/PYD yapılanması vasıtasıyla önce Suriye’nin sonra Irak’ın bölünmesini önlemek daha sonra bu tehditlerin İran ve Türkiye’ye yönelmesinin önünü kesmek; 2. Emperyalist stratejinin Ortadoğu’nun siyasal haritasını yeniden çizme girişimini engellemek; 3. Sürekli savaş, sürekli iç istikrarsızlık ve iç savaş girişimlerine son vermek için bu emperyalist stratejiyi mağlup etmek;  4. Her şeyden önce kendi insanlarını, ABD’nin silahlandırdığı PKK/PYD terör saldırılarına karşı korumak için bir güvenli bölge oluşturmak mecburiyetindedir. Duymayan kalmasın. Türkiye emperyalist savaş planını yırtarak bölgesel barışı kurmayı istiyor.

Vedat Bilgin Diğer Yazıları