Yazarlar

Ufuk Ulutaş

Ufuk Ulutaş

DEAŞ'ın antitezi Türkiye

Ufuk Ulutaş tüm yazıları

Türkiye’ye yönelik kara propagandanın en önemli unsurlarından birisi DEAŞ olageldi. Şimdiye kadar DEAŞ’a karşı en etkin ve doğrudan mücadeleyi yürüten Türkiye yine DEAŞ üzerinde sınırlandırılmaya çalışıldı. DEAŞ bir taraftan PKK’nın reklamını yaparken, diğer taraftan da Türkiye’nin uluslararası camiadaki itibarına yönelik operasyonun merkezine oturdu. Oysa hem DEAŞ’ın Suriye’deki gündemi, hem Türkiye’deki terör faaliyetleri hem de Türkiye’nin DEAŞ’la mücadele konusunda ortaya koyduğu performans, iddiaların kara propagandadan ibaret olduğunu ortaya koymaya yeter. 

Örgüt Suriye’ye girdiği andan itibaren öncelikli olarak Türkiye’nin desteklediği gruplara yöneldi. Sahadaki mutedil unsurları ortadan kaldırmak amacıyla rejim dahil birçok aktör ile istihbarat koordinasyonu içerisine girdi. Örgütle alakalı yazdığım kitapta da altını çizdiğim gibi DEAŞ Suriye’de kontrol altına aldığı toprakların %80’den fazlasını Suriyeli muhalefetle çatışarak aldı. Rejimle stratejik yerler dışında çatışmaktan kaçındı. Ardından bu toprakların önemli kısmını PKK’ya bırakarak, görevini tamamlamış aktör edasıyla yer altına çekildi. Sahadaki bölücü terör faaliyetlerinin hepsi DEAŞ üzerinden meşrulaştırılmaya çalışıldı. Amerika’nın PKK terörüne verdiği desteğin de bahanesi de DEAŞ oldu. 

Bununla birlikte örgüt Türkiye’de büyük terör saldırıları gerçekleştirdi. 15 Temmuz darbe girişimine bahane olarak yaratılmaya çalışılan terör ortamını oluşturma görevi PKK’yla birlikte DEAŞ’a verildi. Yine örgüt eliyle Türkiye’deki sosyal ve siyasi fay hatları harekete geçirilmeye çalışıldı. 

Bunun üzerine Türkiye, Suriye muhalefeti üzerinden yürüttüğü dolaylı mücadeleye ek olarak hem yurtiçinde hem de Suriye’de örgüte karşı etkin ve doğrudan bir mücadele başlattı. Örgütle doğrudan mücadele eden tek NATO üyesi ülke oldu. Fırat Kalkanı Harekatı’yla 2000 km karelik bir alanı DEAŞ’tan temizlerken yaklaşık 4000 tane DEAŞ’lı teröristi de etkisiz hale getirdi. 151 ülkeden yaklaşık 80.000 kişi DEAŞ şüphesiyle kara listeye alındı. 8000’den fazla kişiyi yabancı terörist savaşçı şüphesiyle sınır dışı etti. Harekat yapılırken ortaya koyulan hassasiyet harekat sonrasında istikrarın sağlanmasında büyük rol oynadı. Rakka ve Musul’un aksine şehirler, yıkılmadı siviller katledilmedi DEAŞ’ın bu bölgelerde tekrar ortaya çıkma imkanı elinden alındı.  Bağdadi’nin öldürülmesi de dahil olmak üzere DEAŞ’ı çökertmeye yönelik en kritik operasyonlarda Türkiye vardı.  

Bunlara rağmen aksi yönde oluşturulan tezvirat Türkiye karşıtı çevrelerce dolaşıma sokuldu. Bu tezviratı siyasi skor elde etmek için araç olarak kullanan aktörlere anlatacak çok şey yok. Fakat gerçekten bilmeyen çevrelere DEAŞ’tan en fazla zarar gören NATO üyesi olan Türkiye’nin, aynı zamanda DEAŞ’a karşı en etkin mücadeleyi ortaya koyan ülke olduğunu da anlatmaya devam etmek lazım.

Ufuk Ulutaş Diğer Yazıları