Yazarlar

Turgay Güler

Turgay Güler

turgayguler@hotmail.com

On bin kitap okumuş! 

Turgay Güler tüm yazıları

Hürriyet’ten Okan Konuralp’ın, Kemal Bey’le yaptığı röportajı keyifle okudum. 
Çünkü hem sorular, hem de cevapları gerçekten çok eğlenceliydi. 
O röportaj Cem Yılmaz’la yapılsa emin olun ancak bu kadar olurdu! 
Şaka gibi! 
Kim bilir; belki de gerçekten şakadır? 
Tam sayfa verilen röportajın başlığı şu: 
“Erdoğan Osmanlı’yı bilmiyor”! 
Başlığın üstüne ise “Ama Kemal Bey biliyor!” algısını oluşturmak adına kocaman bir fotoğraf yerleştirilmiş. 
Kemal Bey’in kendi kütüphanesinde çektirdiği bir fotoğraf. 
Elinde de en kalınından iki kitap. 
Verilmek istenen mesaj şu: 
“Okuyorum ben”! 
Başlığın altında ise şuna benzer bir cümle yer alıyor: 
“Kemal Bey, on bini aşkın kitaba sahip”! 
Yani? 
Okumuş genel başkan! 
Sanırım Davutoğlu’nun “Prof” kimliği Kemal Bey’de bir komplekse neden olmuş. 
“Ben ‘prof’ değilim ama on bin kitap okudum!” demeye getiriyor. 
Değilse ne? 
Neyse, devam edelim. 
Şöyle diyor: 
“Osmanlı’da istişare vardır, divan vardır, padişah tek başına karar alan biri değildir. Buyurgan olanın Osmanlı tarihini de bilmediğini görüyorsunuz. Zaten sorunumuz da bu.” 
Sen aklıma mukayyet ol Allah’ım! 
Neresini düzelteyim şimdi bunun? 
Yahu hani padişahın ağzından çıkan kanundu! Astığı astık, kestiği kestik idi! Hani Atatürk padişahı bu yüzden kovmuş, cumhuriyeti getirmişti. Hani saltanat şöyle kötüydü, böyle kötüydü! 
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı çıkmış padişahı övüyor! 
Dahası var! Kemal Bey bu sözleri, bakanlar kurulunu kendi başkanlığında toplamaya hazırlanan Erdoğan’ı eleştirmek için söylüyor. 
Yahu tam da dediği gibi değil mi aslında? 
Al sana divan, al sana istişare, al sana ortak akıl! 
Sonra bir de kalkıp “Erdoğan’a Uzunçarşılı üstadın 6 ciltlik Osmanlı Tarihi kitabını göndereceğim. Okusun, öğrensin” diyor. 
Ama her şeye rağmen beni çok mutlu eden bir durum söz konusu. 
Tarihinde ilk kez CHP’li bir genel başkanın Osmanlı’ya hayranlığına şahit oluyorum! 
Bitti mi? Hayır! 
Konuralp sormuş; “Türkiye’nin geniş seçmen kitlesinde CHP ile din arasındaki ilişki çok uzun süredir negatif anlamlar taşıyor. Bir süredir negatif algıyı dönüştürebilecek adımlar atmaya çalışıyorsunuz. Sonuç alabiliyor musunuz?” 
Olağanüstü yumuşatılmış bir soru. Konuralp kibarlığından olacak, soruya takla üstüne takla attırmış. 
Oysa “CHP din düşmanı bir parti midir?” dese yeterdi. 
Geçtik; peki ne cevap vermiş Kemal Bey bu soruya? 
Noktasına virgülüne dokunmadan aktarıyorum. 
“Türkiye’nin neresine giderseniz gidin, gittiğiniz yerler içinde CHP’li başkanlarla yönetilen bir belde varsa, o beldenin camileri de bölgenin en temiz camileridir. Hizmet sınırları içindeki camilerin tüm temizliğini üstlenmiş, en titiz, en iyi şekilde gereği yapılmaktadır. Sadece temizlik değil, peyzajına kadar böyledir”. 
Bu! 
Kemal Bey’in o soruya verdiği cevap bu! 
Şaka gibi! 
Eskiden Kemalistler, “bizim kalbimiz temiz” derlerdi. 
Şimdi ne diyorlar? 
“Bizim camimiz temiz”! 
O röportajda daha neler var neler. 
Lakin yerim kalmadı. 
Gülmekten yazacak takatim de!   

Turgay Güler Diğer Yazıları