Yazarlar

Turgay Güler

Turgay Güler

turgayguler@hotmail.com

Kemal Bey’in dış politikanın ‘d’sinden haberi yok!

Turgay Güler tüm yazıları

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Musul’da yaşananlarla ilgili bilgi vermek için Kemal Bey’in kapısını çaldı. 
Yaklaşık bir saat görüşüp tartıştılar. 
Kemal Bey o görüşmede Davutoğlu’na şöyle demiş: 
“AK Parti iktidarının Ortadoğu politikası baştan sona yanlış. Hükümet mutlaka bir siyasi fatura ödemeli.” 
Kanımca bu fatura, Davutoğlu’nun istifa etmesi. 
Keser mi peki? 
Kesmez! 
Erdoğan da istifa etmeli. 
Yeter mi peki? 
Yetmez! 
Taner Yıldız da istifa etmeli. 
Bitti mi peki? 
Hayır! 
Hakan Fidan da istifa etmeli. 
Kemal Bey’in tahsil etmeye çalıştığı fatura bu. 
Ama sadece Kemal Bey’in değil. 
İngiltere’nin de, Almanya’nın da, Amerika’nın da, İsrail’in de tahsil etmeye çalıştığı fatura bu. 
Küresel güçler, “Yeni Türkiye’den rahatsız”! 
Beşikteki bebeğin bile bildiği bu gerçeği Kemal Bey maalesef bilmiyor. 
Hadi o bilmiyor; CHP’nin dış politika uzmanları da mı bilmiyor? 
Mümkün mü böyle bir şey? 
Olabilir mi?  Gelin bakalım o halde; biliyor mu, bilmiyor mu? 
Dış politikada rasyonalite yoktur. 
İki kere iki her zaman dört etmez. 
Karmaşık ve ikiyüzlüdür. 
Bu en temel gerçekliktir. 
Mesela; Şii düşmanı İŞİD, Esed adına iş yapıyor.  İsrail düşmanı Hizbullah, Esed için savaşıyor. 
Esed ile İsrail iş tutuyor. 
Hizbullah’ı da İran besliyor. 
İran düşmanı ABD, İran’ın dostu Maliki’yi destekliyor. 
Suudi Arabistan, arka kapıdan gizlice İsrail’le görüşüyor. 
Suud’la kanlı bıçaklı olan İran’ın Dışişleri Bakanı, küçük Suud Kuveyt’e gidiyor. 
Mısır’da İhvan’ın bir numaralı düşmanı olan Suud, Suriye’de muhalifleri destekliyor. 
Suriye’deki muhaliflerin kökeni İhvan’a dayanıyor. 
İsrail’in istemediği Mursi’ye İran sahip çıkmıyor. 
Sanırım Arap saçı böyle bir şey. 
Ve Kemal Bey kalkıp AK Parti iktidarının dış politikasının baştan sona yanlış olduğunu söylüyor. 
Oysa böylesine karmaşık ve ikiyüzlü bir coğrafyada, Türkiye sanılanın aksine çok da başarılı bir dış politika izliyor. 
Müthiş bir duruş sergiliyor. 
Dahası, Türkiye kimsenin ayağına da gitmiyor. 
“Kim benimle iş yapmak istiyorsa, buyursun gelsin” diyor. 
Mesela Doğu Akdeniz’de doğalgaz çıkaran İsrail, bu gazın satışı noktasında Türkiye’nin kapısını çalıyor. 
Ortaklık için adeta yalvarıyor.   
Çünkü başka alternatifi yok. 
Kuzey Irak yönetimi, sahip olduğu enerjiyi satmak için yine Türkiye’nin kapısını çalıyor. 
Zira onun da başka alternatifi yok. 
Ortadoğu coğrafyasında yaşananları “enerji” temelinde ele aldığınızda asıl fotoğrafı da çok net görebilirsiniz. 
İngiliz petrol devleri, Türkiye’nin enerji piyasasında söz sahibi olmasına şiddetle karşı çıkıyor. 
Tıpkı Kemal Bey gibi. 
Erdoğan, Davutoğlu, Yıldız ve Fidan’ın hedef seçilmesinin en büyük sebeplerinden biri bu. 
İşte Kemal Bey bu dış politikayı yanlış buluyor.  Sanırım Erdoğan’a niçin dünya lideri, Kemal Bey’e de küçük çırak denildiğini daha iyi anlamışsınızdır. 
Ve son bir not. 
Şimdi Gezi’ye ve 17 Aralık’a bir kez daha bu gözle bakın. 
CHP-Cemaat işbirliğine de. 
CHP-Maliki işbirliğine de. 
CHP-Merkel İşbirliğine de. 
CHP-Esed işbirliğine de. 
CHP-İsrail işbirliğine de. 
CHP-ABD işbirliğine de. 

Turgay Güler Diğer Yazıları