Yazarlar

Serkan Fıçıcı tüm yazıları

Hayat dijitalleşiyor. 

Yeni bir iletişim ortamı var. 

Ve burada sadece oynatanın kazandığı bir oyun dönüyor. 

Sosyolojideki değişimi bundan bağımsız ele alamıyoruz. 

Aile, toplum, ekonomi, siyaset, inanç, kısaca her şey etki altında. 

Adını koyalım. 

Önüne geleni yıkıp deviren bir küresel kasırga bu...

***

Tehlike 7 yaşındaki çocuktan 70 yaşındaki ihtiyara kadar herkese bir cep telefonu kadar yakın. 

Her yanımızı sardılar. 

İletişim araçları vasıtasıyla gözümüze, kulağımıza saldırıyorlar. 

Şaşırıp kalıyoruz. 

Hangi birine nasıl karşılık verelim? 

Kime, neyi, nasıl anlatalım?

***

Kökünden, kökeninden koparılmış yığınlar... 

Sürüklenen sürüler... 

İnsanlığın bu hale gelmesini istiyorlar. 

Niye? 

Çünkü sömürmeyen ve sömürülmeyen insan önlerindeki tek engel.

***

Havada gezen akılları, enformasyon bataklığına dönüştürdükleri iletişim ortamına kurdukları tuzaklarla avlıyorlar. 

Akılları vicdandan koparıyorlar. 

Duyguları köreltiyorlar. 

Davranışı duygusuzlaştırıyorlar. 

Dertleri, insanın dünya üzerinde sahiplik sıfatını sergileyen halife olmasını, iyiliği emredip kötülükten sakındırmasını, adaletle hükmetmesini engellemek.

***

İnsanın insanlığına ters ne kadar olum varsa hepsini moda diye özendiriyorlar. 

Karşı çıkanı kötü gösteriyorlar. 

Her toplumun içindeki çürük tipleri satın alıp kullanıyorlar. Kurdukları küresel sömürü düzeni için tehlike olarak gördükleri kalkınma hamlelerini, hizmetleri, eserleri, girişimleri bu satılık tipler vasıtasıyla zararlı işlermiş gibi yansıtıyorlar. 

Ve maksatları için kullandıkları hainleri kahraman diye pazarlıyorlar.

***

Adını koyalım... 

Küresel bir kasırga, insanlığa karşı bir tuzak bu. 

Ve dikkat: “Ayak uyduralım” diyenler “ayakta uyutmak” peşinde. 

Etkilemek isteyenlere karşı çekilecek silah “etkilenmemek” olmalı. 

Serkan Fıçıcı Diğer Yazıları