Yazarlar

Cevdet Erdöl

Cevdet Erdöl

Tütünle mücadele: Kontrol, kontrol, kontrol!

Cevdet Erdöl tüm yazıları

Geçtiğimiz ay kamuoyuyla paylaşılan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ölüm İstatistiklerine göre 2017 yılında 425 bin 781 vatandaşımız hayatını kaybetmiş. 

Ölüm Nedeni İstatistikleri’ni ayrıntılı olarak incelediğimizde 2017’de yaşanan ölüm vakalarının yüzde 39,7’sinin dolaşım sistemi hastalıkları kaynaklı olduğunu görmekteyiz. Bunu yüzde 19,6 ile iyi ve kötü huylu tümörler, yüzde 12 ile solunum sistemi hastalıkları izlemektedir. 

DSÖ verilerine göre dünyada ve ülkemizde önlenebilir ölüm nedenlerinin başında tütün bağımlılığı gelmektedir. 2017 yılında kaybettiğimiz 425 bin 781 vatandaşımızın yaklaşık 115 bininin ölüm nedeni doğrudan tütün kullanımıyla ilişkilidir. 

İnsanımız yılda yaklaşık 80-85 milyar lira kazancını sigara için, başka bir ifadeyle hastalık satın almak için harcıyor. Aynı şekilde sigara kaynaklı hastalıkların tedavisinin ekonomimize maliyeti ise yaklaşık 20-25 Milyar lira civarındadır. 

Doğaya verdiği zarar, işgücü kaybı, terör finansmanıyla yakın ilişkisi işin cabası! 

2002 yılından itibaren ülkemizde tütün tüketimine karşı çok ciddi bir seferberlik başlatıldı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Sayın Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yüksek liderliği ve kattığı ivme ile kamuoyunda “Dumansız Hava Sahası Yasası” olarak bilinen uygulamanın dayanağı olan 5727 sayılı “Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 03 Ocak 2008 tarihinde TBMM’de kabul edildi. Yasanın yürürlüğe girmesi ile Türkiye’de tütün tüketiminde ciddi düşüş oldu. Tüketim azaldıkça akciğer ve diğer kanser türlerinden ölümler, kalp damar hastalıklarından ölümler, felçler, tütünle ilişkili tüm hastalıklar ve zararlar zaman içerisinde ciddi oranlarda azalma eğilimine girdi. 

Üzülerek ifade etmeliyim ki son zamanlarda Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesi Kanunu’nun uygulamasında gevşeme olduğunu, halka açık bazı sosyal alanlarda bu yasaya uyulmadığına tanık oluyorum. Kamu hizmet binaları, eğitim, sağlık, üretim, ticaret, sosyal, kültürel, spor gibi pek çok tütün kullanımının yasak olduğu alanlarda yasaya uyulmadığı şikayetleriyle karşılaşıyorum; bazen bizzat tanık bile oluyorum. Bazı yerlerde yasanın uygulayıcısı ve denetleyicileri bile yasayı deliyor veya görmezden geliyor. Yasanın uygulanmadığı yerlere bakarsanız maalesef adliyeler ve emniyet binaları başı çekiyor. Şunu söylemek abartı olmaz: İnşallah adliyeler ve emniyet birimleri kır dağın başındaki kahvehaneler kadar dumansız olurlar. Yasaya, uygulaması gerekenlerin sahip çıkması lazım. Ortada maalesef bir hukuk tanımazlık söz konusudur. Yasayla cezası belirlenen mücadelenin uygulanması için adliye, polis, valilikler, kaymakamlıklar, sağlık kuruluşları ve duyarlı vatandaşlarımız ülkemizin sağlıklı yarınlarını düşünerek amasız, lakinsiz, fakatsız harekete geçmelidir. 

Ülke olarak tütüne karşı başlattığımız bu savaşta mevzi kaybetmeye asla tahammülümüz yoktur. Hiç kimse o eski dumanlı ve karanlık günlere dönmeyi istemiyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ve Sayın Başkanımızın liderliğindeki yeni kabinenin bu mücadeleye yeni bir ivme kazandıracağını biliyorum. Tütünle mücadelede başarısı ispatlanmış yöntemlerle (yüksek fiyat politikası, vergiler, reklam ve tanıtımların engellenmesi, tüketicinin bilgilendirilmesi, sigara içme alanlarının kısıtlanması, sigara bırakmanın özendirilmesi, kaçakçılıkla mücadele …) bu illeti gündemimizden geri dönmemek üzere çıkarmalıyız. 

Yarınlarından emin, sağlıklı ve mutlu bir gelecek için buna mecburuz.   

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞİDDET: 

Bu konu maalesef hep gündemde kalmaya devam etmektedir. Hükümet mutlaka bunula ilgili tedbirler alacaktır. Çünkü, konu bizatihi Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından takip edilmektedir. En basitinden bir öneri sunacak olursam, Sağlık çalışanına görevi başında şiddet uygulayanların tutuklu olarak yargılanmaları suç ve suçlular için caydırıcı olabilir diye düşünmekteyim. Uçağı kullanan pilot, yangına giden itfaiyeci, otobüsü kullanan şoför gibi başkalarının hayatını ilgilendiren işlerde çalışanlara görevleri sırasında yapılan şiddetin önlenmesi bakımından tutuklu yargılanma önemli bir caydırıcı unsur olabilir. Hastalarına şifa dağıtırken şiddete maruz kalan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aytekin Kaymakçı beye geçmiş olsun dileklerimi iletir, yapılan bu saldırıyı en şiddetli şekilde nefretle kınadığımı belirtmek isterim. İnşallah bu son olur. 

Cevdet Erdöl Diğer Yazıları