Yazarlar

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Şikeci: Yavuz hırsız!

Futbol güzel bir oyun.  Milyonları peşinden koşturuyor. Centilmenlik, dostluk, kardeşlik ve barış içinde. Rekabet muhakkak olmalı ancak düşmanlık asla!

Peki, “yavuz hırsızın ev sahibini bastırdığı” ülkemizde durum böyle mi?

Kazanmak için her yol mubah anlayışının olması doğru mu?

Sorarım sizlere…İstanbul’un malum takımları Ağa, diğerleri maraba mıdır?

Malum takımlar mutlu olsun diye diğerleri maçları gazozuna mı oynasınlar? Veyahut sırf birilerinin gönlü olsun diye “oynuyormuş” gibi mi yapsınlar?

Anadolu takımları ancak ve ancak şampiyonluğa niyetlenmemek şartıyla mı ligde oynasınlar?

Şampiyon olması muhtemel Anadolu takımlarının önünü kesmek için her türlü hile, desise, dalavere ve şike ağalar için serbest mi olmalı?

Şikeyi yapıp, yakayı ele verince “bana kumpas kuruldu” uyanıklığı yutulmalı mı?

Eğer emek hırsızlığı yani şike yapan takımlar Ağalar değil de Anadolu’nun evlatları olsaydı olayın nasıl “sahaya yansımış” olduğunu hep birlikte görmeyecek miydik? Misal mi? buyurunuz:

1977-78 yılındaki mağlup olanın küme düşeceği Altınordu – İskenderunspor maçını sizlere hatırlatmak isterim.

Beraberlik halinde her ikisi de ligde kalacak olan bu takımların maçı ne hikmetse 2-2 bitmiş. Ertesi hafta toplanan kurul “şike kanaatine” vararak her iki takımı da küme düşürmüştür. Aslında tape de yoktu, tarla da yoktu, ekin de yoktu!

Ama küme düşürüldüler.

Çünkü onlar Anadolu takımlarıydı.

Arkalarında fetöcülerle halı saha maçı yapan adamları yoktu.

Onları Tahkimde kurtaracak fetöcü dostları yoktu.

UEFA ‘ya verebilecekleri paraları da yoktu!

Yoktu… Yoktu… Yoktu…

Bunun için olay “sahaya yansımıştı”.

Ülkemizdeki Futbol gerçeği ile sıkça dillendirilen birkaç kelimenin (Şike, Kumpas, Şantaj, İftira, Masum) anlamına Türk Dil Kurumu sözlüğünden bakınız ve diğer taraftan şöyle hakkaniyetle düşünün:

Evinizdeki çok değerli bir vazonuzu çalan hırsızın “beni filanca ayarttı” demesi onu masum yapar mı? Yoksa suçunu itiraf etmiş mi olur?

Sözün özü “Bana Kumpas kuruldu” demek aslında suçun itirafıdır. Asla ve asla “ben masumum, suçsuzum, bana iftira atıyorlar” demek değildir.

Ülkemizdeki Şike sürecinde yaşananları toparladığımızda olayın gerçek boyutu ve özeti şudur:

Halı sahada şikecilerle beraber her gün top oynayan fetöcüler şahit oldukları şike olayını belli bir para karşılığında örtme vaadiyle şantaj yaptılar. Para verilmeyince olay medyaya ve topluma servis edildi. Aslında TFF ve UEFA şike yapıldığında hemfikirdiler. Nitekim şike nedeniyle hem TFF ilgili bazı kişilere cezalar vermiş, hem de UEFA-CAS şike yapıldığını onaylamıştır.

Aslında olayın failleri hiçbir zaman “şike yapmadık, masumuz” demediler.

İnsanların hayallerini yıkanlara, emeklerini çalanlara yazıklar olsun!

Bir asrı aşan futbol tarihimize bu kara lekeyi sürenlere yazıklar olsun!

Yavuz hırsız, sus be koçum!

Bu defa ev sahibi uyanık çıktı.

Merak Ediyorum:

Kimin yaptığını merak etmiyorum, biliyorum.

Sağlık ve afiyet içinde kalınız.

Prof. Dr. Cevdet Erdöl Diğer Yazıları