Yazarlar

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Sağlık çalışanına şiddet insanlık suçudur! 

Zaman ne kadar ilerlerse ilerlesin, değişen ve gelişen teknoloji her şeyi ne kadar kolaylaştırırsa kolaylaştırsın; hiç değişmeyen sabit bir değer vardır: Sağlık. 

O yüzdendir ki atalarımız “her işin başı sağlık” demişlerdir. İnsanoğlu hayatı boyunca sağlığını korumaya gayret sarf etmiş, kudreti nispetince de başarılı olmuştur. Ne var ki ciddi sağlık sorunlarında iş bir uzmana, yani hekime dayanır. O gün deyim yerindeyse dünyada hekimden başka hiç kimsenin ve hiçbir şeyin bir anlamı yoktur artık. İnsanın kendini en güçsüz, en çaresiz hissettiği o anda hekimin eli adeta Şafi isminin tecellisi oluverir. Bu yüzden “İçinde hekim olmayan bir şehirde oturmayınız.” denilmiştir. 

Meslekler ehemmiyetlerine göre derecelendirilir; hatta bazılarına insanlar arasında kutsiyet yüklenir. Bunların en başında hekimlik yani modern anlamda doktorluk gelir. Çünkü doktorlar en kıymetli olan değerimize, yani sağlığımıza dokunarak harcarlar mesailerini. Onlar sayesinde kendi başımıza asla çözemeyeceğimiz sorunlardan, dertlerden korunmuş, kurtarmış oluruz. 

Esasen doktorluk (mesleği) başlı başına bir kahramanlık işidir. Doktorlar, adanmış, daha açık bir ifadeyle kendi hayatlarından feragat ederek; insanların sağlığına ömürlerini adamış kişilerdir. 

Peki ya hayatımızın ve sağlığımızın bekçileri, muhafızları olan doktorların hayatı tehlikede ise durum ne olacak? Hayati tehlikesi olan bir doktordan, hayat kurtarması nasıl beklenecek ve doktor böyle bir durumda vazifesini nasıl ifa edecek? Akrabası veya bir yakını, -bütün o değerli müdahalelere rağmen- bir an önce iyileşmedi veya öldü diye doktor yaralamaya, öldürmeye teşebbüs edecek kadar akıl yetisini yitiren bir insana karşı doktor nasıl huzur ve güven içinde çalışacak, can kurtaracak? Her operasyon sonrasında ameliyathane önünde bir caninin beklediği düşüncesiyle çalışmak oldukça stresli bir ruh hali olsa gerek. 

Sağlık’ ve ‘Şiddet’ in kavramlarını bir arada zikretmekten hicap duyarak ülkemizde doktorlar ve diğer sağlık çalışanlarının görevlerini yaparken şiddete maruz kaldıkları gerçeğine dikkat çekmek istiyorum. Özellikle acil servislerimiz sağlık personellerine şiddetin en fazla uygulandığı birimlerin başını çekmektedir. 

Geçtiğimiz yıl ulusal bir televizyon kanalında yayınlanan bir dizide, (senaryo gereği) eli silahlı bir oyuncu, ameliyathaneyi basarak elindeki silahla babasını ameliyat eden doktorları, “Ya babamı yaşatır ameliyattan sağ çıkarsınız ya da babamla birlikte masada kalırsınız!” şeklinde tehdit ederek izleyiciye korkunç bir mesaj vermişti. 

Bu iğrenç sahneye toplumun birçok kesiminden tepkiler gelmesi üzerine RTÜK, ilgili kanala yüklü miktarda idari para cezası verilmesini kararlaştırmıştı. Yapımcı, sanatçı ve yönetmenlerin topluma yön veren insanlar olduğunu düşünüyorum ama unutulmaması gereken en önemli nokta; insanlarımızın filmlerde gördükleri sanatçıları rol model olarak benimsedikleri ve onları taklit etme arzusu içinde olduklarıdır. Bu yüzden kötü rol modellerden, senaryolardan toplumu korumak gerekir. Kültür ve sanata yön verenlerin bu hassasiyet içerisinde olmaları gerekmektedir. 

Sonuç olarak, doktorlar ve diğer sağlık profesyonelleri hayatlarımızı emanet ettiğimiz değerli meslek mensuplarıdır. Bu bağlamda sağlık profesyonellerine şiddet bir insanlık suçudur. Sağlık profesyonellerinin şiddete maruz kalmadığı ve işlerini güven ortamında yaptığı bir Türkiye için seferber olmalıyız. Hiç unutulmamalıdır ki, bir doktorun bir hemşirenin bir ilk yardım personelinin… hayatı, binlerce; hatta on binlerce insan hayatı demektir. 

Sağlık ve afiyet içinde kalınız… 

Prof. Dr. Cevdet Erdöl Diğer Yazıları