Yazarlar

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Kesmeyin, kurban edin!...

Kurban Bayramı “Kurbiyyetin” yakınlığın, teslimiyet ve aidiyetin müşahhas bir mecrası, inanç ufkumuzun ve cemiyet hayatımızın aydınlığıdır. 

Rabbim sağ salim kavuşmayı, hakkı ile idrak edebilmeyi hepimize nasip eylesin. 

Kurban; manevi bir niyet ve atmosferi “kana bulamak” değil bir yaratılış gayesini Rabbe ispatı vücûd etmektir. 

“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır” buyrulmuşken evvela niyetlerimizi kurban edebilmeli, akabinde de o güzel niyete güzellikler ile hizmet edebilmeliyiz. 

Her ibadette olduğu gibi kurban kesme ibadeti de kendi içinde bir edep ve erkâna haizdir. 

Kurban kesmek ibadet, kurbana eziyet vahşetin ta kendisidir. 

Kurban ibadetimizi profesyonel bir yaklaşımla ve işi ehline yaptırarak, önceden tahsis edilmiş güvenli alanlarda, çevre temizliğine ve özellikle de hijyen kurallarına büyük itina göstererek ifa etmeliyiz. Esasen dinimizin emir ve tavsiyesi de bu yöndedir. 

Kurban Bayramı’nı vesile ederek, uzaktaki akrabalarımızı, anne-baba ve sevdiklerimizi ziyaret ederek, küçük de olsa hediyelerle gönüllerini imar etmeli, onların bizim için ne kadar değerli olduklarını hissettirmeliyiz. Sosyal hayatın zaruri neticesi olarak, muhtelif sebeplerle küs olduğumuz insanlarla, bu mübarek bayramı vesile ederek barışma yoluna gitmeliyiz. 

Bu güzel iklimi ibadetlerimiz ile ihya ettikten sonra öpeceğimiz eller ile tatlandırabilmek için çıktığımız yolları trafik terörüne “kurban” etmeden sağ salim geçmemiz gerektiğini de kat’a aklımızdan çıkarmamalıyız. 

Plansız, dikkatsiz ve son derece aceleci bir seyir anlayışı bayramlarımıza ağır ve kara bir gölge düşürmektedir. Yakın tarihimizin bunun çok ağır ve acı hatıralarıyla dolu olduğunu unutmamalıyız. 

Sevgili okurlarım; 

Bizler sadece kendi hayatı için sorumluluk taşıyan bireyler değiliz. 

Bizler cemiyet şuurunu sosyal hayatın olmazsa olmaz dinamiği kabul etmiş bir gelenek ve medeniyetin evlatları olarak bayramımızı ifa ederken dertlilere de bayram ettirebilmenin şuur ve bilinci ile hayatını ikame ve idame ettirebilen yeryüzü gönüllüleri olmalıyız. 

Kesilmiş kurbanların ihtiyaç sahipleri ve mazlum coğrafyalardaki ihtiva ettiği anlamı da unutmamalıyız. 

Bu bayramın “bugün ne yesem” deme lüksüne sahip olmayanlarında bayramı olması bizim elimizdedir. 

İnanıyorum ki bu anlayışla ele alacağımız her bayram ihya, her sair gün de bayram olmaya namzet olacaktır. 

Gelin bu bayram, bizim için bir milat, bir köşe taşı, bir geçiş dönemi olsun. 

Güzellikleri arttırarak devam ettiğimiz, eksikliklerimizi giderip tamam edebildiğimiz bir çetelenin hesap görme günü, çıkarılmış derslerin yaşanılır bir hayata dönüştüğü muazzez bir tarih olsun. Gelin bu bayram, günlere serpiştirilmiş rahmetin ciğerlerimize nüfus ettiği ve nefes aldığımız her anın bayram olduğu bir bereketli iklim olsun. 

Olsun ki, dünyayı mazlum kanına boyayanların zulmü bizim itaat ettiğimiz ilahi emrin kurban kanları ile temizlensin! 

Bu duygularla, ülkemizin birlik, beraberlik ve kardeşliğine; insanlığın huzur ve barışına vesile olması temennisiyle, Mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, kin ve nefretin, sevgi ve saygıya kurban olduğu bir bayram dilerim. 

Merak Ediyorum; 

“Kurban” üzerinden vahşet söylemleri ile hayvan hakları savunuculuğuna soyunanlar, boğazlarından geçen ve çoğu garibanın adını bile bilmediği pişirme usulleri ile yedikleri etleri nasıl temin ediyorlar? 

Sağlık ve afiyet içinde kalınız. 

Prof. Dr. Cevdet Erdöl Diğer Yazıları