Yazarlar

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

'Dönüşüm' muhteşem olacak! 

Karbondioksit emisyonlarını önleyen, enerji tasarrufu sağlayan, doğal kaynakları koruyup sürdürülebilir bir ekonomiye katkıda bulunan geri dönüşüm konusunu bu yazımda ele alacağım. 

Geri dönüşüm, yeniden değerlendirilebilme olanağı olan atıkların çeşitli işlemlerden geçerek üretim sürecine yeniden dahil olması olarak tanımlanmaktadır. 

İstatistiklere göre ülkemizde her yıl yaklaşık 30 milyon tona yakın evsel atık, 1,3 milyon ton endüstriyel atık, 100 bin ton tıbbi atık ve 535 bin ton e-atık ortaya çıkmaktadır. Sadece cep telefonu atıklarının yılda yaklaşık bin tonu bulduğu düşünülmektedir. 

Atıkların geri dönüştürülme oranı Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 46 iken ülkemizde maalesef bu oran yalnızca yüzde 13 seviyesindedir. Yakın zamanda, ilk etapta bu oranın 2023 yılında yüzde 35’e çıkarılması hedefiyle Sn. Emine Erdoğan Hanımefendi’nin bayraktarlığını yaptığı “Sıfır Atık Projesi” hayata geçirilmiştir. 

Bu kapsamda öncelikle Sn. Emine Erdoğan Hanımefendiye her alanda olduğu gibi bu mecrada da üstlendiği sorumluluktan dolayı teşekkür etmeyi bir borç bilir, üreten Türkiye’nin tüketime bakış açısını da şekillendiren azami gayretlerinden ötürü şükranlarımı ifade etmek isterim. 

Bu proje kapsamında israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanması hedeflenmektedir. 

Kıymetli okurlarım “Sıfır Atık” ve “Geri Dönüşüm” bizim için bir vatandaşlık ödevi, dünyaya ve ülkemize karşı insani, gelecek nesillere karşı ise vicdani bir sorumluluğumuzdur! 

Bu sorumluluk bizim genlerimizde, inancımız ekseninde bize kodlanmış bir nimet, ulvi bir öğretidir. Nimete bakış açısı kutsiyet ile yoğrulmuş bir milletin ekonomiye kazandırılacak atıkları çöp değil geri dönüşüm unsuru olarak görmesi gayet doğal bir durum, olması gereken bir tavırdır. 

“Sıfır Atık” ve “Geri Dönüşüm” kazanımının bir parçası olmak gayet basit aslında. “Atma dönüştür, yok etme biriktir” anlayışı ile evlerimizde, işyerlerimizde ve tüketimin olduğu her yerde atıklarımızı ilgili dönüşüm konteynerlerine ulaştırmak, çöp anlayışından atık anlayışına terfi etmek bunun için yeterli olacaktır. Millet olarak yokluktan varlığa ulaşma yolunda çok bedeller ödedik. Benzin kuyruklarından bugün oktan tercihi yapabilen şartlara kavuşma nimetinin kadrini bilmemiz gerekiyor. 

Bu anlayışla bizde Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak ülkemiz ve dünyamız açısından bir farkındalık bilinci ile geri dönüşüm merkezli “Sıfır Atık” projesine sahip çıkıyor, öğrencilerimizi de bu beşeri hassasiyet noktasında mihmandar olmaya sevk ediyoruz. 

Ezcümle: 

Geri dönüşüm, geri dönülmez kayıpların önünde bir teminat; kaybeden değil, kazanan Türkiye’nin imarında fevkalade bir köşe taşıdır. 

Geleceğini çöpe atma Türkiye! 

Merak Ediyorum: 

Ülkemizde kaç restoran / lokanta, kaç otel ya da işletme artan yemeklerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır?   

Prof. Dr. Cevdet Erdöl Diğer Yazıları