Yazarlar

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Böyle dost düşman başına

1960’lı yıllarda bir ilkokul öğrencisi iken yeni yeni dostumuzu düşmanımızı tanımaya başlamıştık. Dostumuz elbette ki her gün bizlere süt tozundan yapılan sütü ikram eden Amerika idi. Düşmanımız ise haliyle Amerika’nın düşmanı olan Rusya olmalıydı. O zamanlar hep öyle öğretildik. Çocukların kafasında dost Amerika düşman Rusya imajı sistematik olarak yerleştirilmekte idi biz de onlardan birileri idik. 

Aklımız da hep şu imaj vardı: Yarın öbür gün Rusya gibi bir düşman bize saldıracak olursa dostumuz olan Amerika tarafından korunacağımıza inanırdık. Yani sözün özü sırtımız sağlamdı. Daha sonraları 60’li yıllardan başlayarak 70, 80, 90 ve 2000’li yıllara kadar uzanan süreçte her on yılda bir dostun kazığını hissettikçe “böyle dost ancak düşman başına” kanaati her geçen gün biraz daha pekişti. 

Altmışlı yıllardaki darbenin müsebbibi aşikâr olarak anlaşılmaktadır ki Amerika’dır. Yetmişli yılların darbesinin bir destekçisi vardır o da Amerika’dır. Seksenli yılların darbesini Amerikalıların “bizim çocukları” yapmıştır ki bu da aşikardır. Doksanlı yıllardaki sürecin arkasında yine destekleyici olarak Amerika vardır. 2000’li yılların öncesinde yapılan postmodern darbenin müsebbipleri yine Amerika’nın “bizim çocukları”dır. 2000’li yıllarda dostumuz Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiştir. Milyonlara varan şehit, yüzbinleri aşan yetim, yüzbinleri aşan öksüz, yüzbinleri aşan dul, yüz bini aşan istismara uğramış kadın arkasında bırakan, mağdur eden perişan eden yine dostumuz Amerika’dır. 

Bu da yetmemiş gibi Ortadoğu’yu Kandil’den yönetmek istemiş ve ülkemize karşı yapılan her türlü işgal girişiminin baş aktörü olmuştur. 

Maalesef Amerika’nın dostluğu (!) bununla da bitmemiştir. Arap Orduları ve İsrail’in 1967 yılında giriştikleri savaşta Müslüman birlikleri İsrail’in emrine vermeyi başaran ve Müslümanlara karşı savaşan yine Amerika’dır. 

Ortadoğu’da ve esasında tüm İslam coğrafyasında “Arap Baharı” adı altında isyan hareketlerini başlatan ve tüm İslam coğrafyasını perişan eden, sonunda Gezi Parkı olaylarını bizatihi yöneten aktörlerin başı yine dostumuz (!) Amerika’dır. 

Ülkemizde yapılmak istenen 15 Temmuz hain darbe ve işgal girişiminin planlayıcısı ve başaktörü, FETÖ ve PYD gibi taşeron örgütleri hem finanse hem organize eden ve hem de görevlendiren yine Amerika’dır. 

Kırk beş yıldır ülkemizin içinde ve dışında gençlerimizin, yetişmiş insanlarımızın kanını döken, binlerce masumun ölümüne yol açan PKK terör örgütünün insan ve para kaynağı, silah temini maalesef yine dostumuz Amerika tarafından yapılmaktadır. 

Ülkemizde yapılan en ufak seçimlere, en ufak tercihlere bile kendi arzuları doğrultusunda yön vermeye çalışan yine dostumuz Amerika’dır. Amerika’nın teveccühleri kendisine kalsın, böyle dost düşman başına. 

Bugün yapacağımız seçimlerde de emin ol bir taraf yine dostumuz (!) Amerika’nın istek, talep ve arzuları doğrultusunda politika üretecek ve Amerika’nın ezeli ve ebedi amaçlarına hizmet edecektir. Tercih aziz milletimizin. Hiç unutmayınız ki, düşman oklarını takip ederseniz yönünüzü bulursunuz. Ben inanıyorum ki bu aziz millet yine feraset gözü ile yerli ve milli olanların arkasında duracak ve ülkemizin hayrına atılmış her türlü adımın destekçisi olacaktır. Hayırlı olmasını diliyorum. 

Merak Ediyorum; 

Amerika’nın İslam dünyasını ve milletimizi önceleyen ve bizim hayrımıza olan herhangi bir girişimini hatırlıyor musunuz? 

Sağlık ve afiyet içinde kalınız. 

Prof. Dr. Cevdet Erdöl Diğer Yazıları