Yazarlar

Cevdet Erdöl

Cevdet Erdöl

31 Mart’ta Osmanlı Feda Edilmiştir

Tarihin hakikat olarak gösterdiği bir gerçek vardır ki asla yadsınamaz. Bugünün sancıları, dünün ihanetlerinin zaruri bir neticesidir. 

Sultan Abdülhamid Han, dünyaya yön veren deha seviyesinde bir liderdi. Onun denge politikası, dünyayı hassas bir terazide tutuyordu. 

TBMM Başkanımız Sayın İsmail Kahraman Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde bu gerçeği “Eğer Sultan Abdülhamid Han indirilmemiş olsaydı, Birinci Cihan Harbi çıkmayacaktı, muhteşem bir insandı, en azından harbe girmezdik.” sözleriyle ifade etmiştir. 

Ben Sayın Kahraman’ın bu sözlerine eğer Sultan Abdülhamid Han indirilmemiş olsaydı bugün Irak Sorunu, Suriye Sorunu, Arakan Sorunu, Kudüs sorunu… diye bir sorun olmayacaktı gerçeğini eklemek istiyorum. Çünkü Osmanlı düşmanları, Sultan Abdülhamid Han’a rağmen İslam Coğrafyasında at koşturamayacaklarını iyi biliyorlardı. Theodor Herzl, Sultan Abdülhamid’le büyük gayretler neticesinde Yıldız sarayında görüşmüş ve ona, Osmanlının en sancılı döneminde yüz elli milyon altın İngiliz lirası vereceklerini vaat etmişti. Bu Osmanlı Devleti’nin bütün dış borçlarını kapatacak ve dünya kamuoyunda Osmanlının itibarını yükseltecek oranda büyük bir paraydı. Karşılığında istediği, Rusya’dan sürülen 3 milyon Yahudi’nin Arazi-i Mukaddese ve Filistin’e yerleştirilmesiydi. Bu teklife Sultan Abdülhamid Hanın verdiği cevap hayli enteresandır: 

“ ‘Değil yüz elli milyon İngiliz lirası, dünya dolusu altın verseniz bu tekliflerinizi katiyen kabul etmem! Ben otuz seneden fazla bir müddetle Millet-i İslâmiye’ye ve Ümmet-i Muhammediye’ye hizmet ettim. Bütün Müslümanların ve salatin ve Hulefa-i İslâmiyeden aba ve ecdadımın sahifelerini karartmam ve binaenaleyh bu tekliflerinizi mutlaka kabul etmem’ diye kat’’î cevap vermiştir. 

Bu muhteşem yanıttan sonra artık Sultan Abdülhamid Han’ın devrilmesi Siyonistler için adeta bir dini vecibe olmuştur. Dış düşmanlar gibi, içte satılmış hainler tıpkı 15 Temmuz’da ki gibi Siyonizmin bu kutsal gayesine bilerek veya bilmeyerek hizmet ettiler. 

Bugün duvarlara “Zulüm 1453’de başladı “sloganını yazanların dedeleri dün hep bir ağızdan “Biz ne idik ne olduk. Saye-i hürriyette şeriattan kurtulduk” çığlıklarıyla, Fatih Camii’nin duvarlarına 110 adet kurşun sıkarak darbe yaptılar.Neticede başarılı da oldular. Bugün Irak’ı, Suriye’yi, Arakan’ı, Filistin’i ve Kudüs’ü bu hale getiren asıl müessir Sultan Abdülhamid Han’ın indirilmesi müsebbibi de indirenlerdir. Çünkü Sultan Abdülhamid Han’a rağmen İslam Coğrafyasına fitne sokmanın imkânı yoktu. Dış kaynaklı 31 Mart ihanetinin asıl sonucu, işte bugün oluk oluk kan dökülen Irak, Suriye, Yemen, Arakan, Kudüs olarak karşımıza çıktı. 

31 Mart’ta feda edilen bir Sultan Abdülhamid değil veda edilen koskoca Osmanlı olmuştur. Bugün İslam Coğrafyasında dökülen kan ve gözyaşı 31 Mart’ta yapılan ihanetin, darbenin zaruri bir neticesidir. 

Bu yönüyle 15 Temmuz hadisesini de tıpkı Sultan Abdülhamid Han’a yapılan 31 Mart Darbesine benzetiyorum. Çünkü İslam düşmanları Sayın Cumhurbaşkanımıza rağmen, İslam coğrafyasında dilediği gibi at koşturamamaktadır. Fetö eğer hain darbe girişiminde başarılı olabilseydi bugün bize ait mukaddes her ne varsa bir bir elimizden çıkacaktı. 

Harici-dahili düşmanlarımızın destek ve yönlendirmesiyle 31 Mart, 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat’ta Aziz Milletimize darbe yapanlar; 15 Temmuz gecesi Rabbine ve Milletine güvenen Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla ayağa kalkan kahraman Milletimizin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan olmuşlardır. 

Rahmet Peygamberi Muhammed Mustafa’nın (SAV) hadisinden işaretle, “Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz.” Bu defa bizden parça koparmayacaklar. Bunu görecek ve hissedecekler. Kirli ve çirkin sevinçleri kursaklarında kalacak! Asla daha aşağı inmelerine müsaade etmeyeceğiz! 

Sağlık ve afiyet içinde kalınız.

Cevdet Erdöl Diğer Yazıları