Yazarlar

Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoğlu@aksam.com.tr

Assange özgürlük savaşçısı mı, bir tür 'Demirbaş Şarl' mı?

İsveç Kralı 12. Karl (Şarl), 1709’da Rusya’ya yenilince Osmanlı’ya sığınmış. 

Kral’ın Rusya’ya esir düşen adamları da ‘satın alınıp’ getirtilerek Osmanlı topraklarına yerleştirilmiş. 

Ailesi ve adamlarının masrafları karşılanmış. 

Bir yıl, iki yıl… 

Gitmemiş. 

Artık masraflar Hazine’nin ‘demirbaş’  kaleminden ödenmeye başlanmış. 

Adı da Demirbaş Şarl’a çıkmış. 

Ama rahat durmamış. 

Ülkesini uzaktan yönetmiş, yeni bir ordu kurmaya çalışmış, Osmanlı’yı Rusya’ya karşı kışkırtmaya çalışmış. 

Nihayet ‘gitsin’ diye önce maddi yardımlar kesilmiş. 

Gitmemiş. 

‘Seyahat masraflarını karşılayalım, gidin’ denilmiş. 

Ama Kral rahatını bozmamış. 

Sıra ‘kovmaya’ gelince, bu sefer Yeniçeri’ye kılıç çekmiş! 

1 Şubat 1713’te yakalanıp Edirne’ye getirilmiş, 17 Haziran 1714’te ‘mevcutlu’ olarak sınır dışı edilmiş. 

Bu defa da yol üzerinde Norveç’i istila etmeye kalkmış! 

1718’de İsveç’e ulaşamadan ölmüş. 

Bugünkü İsveç, bir yandan dünyaya ‘dinamit’i armağan etmekten duyduğu utancın ‘kefareti’ olarak Nobel Barış Ödülü veriyor; 

Bir yandan da o ‘dinamit’i terör için kullanan PKK ve kendi halkını bombalayan FETÖ militanlarına ‘sığınma’  tanıyor; ‘demirbaş’  listesinden bakıyor. 

Onlar da ‘rahat’  durmuyor; Türkiye’ye saldırmaya ve İsveç’i Türkiye’ye karşı kışkırtmaya çabalıyorlar. 

Haklarında ender de olsa soruşturma başlatıldığında ise ‘diş göstermekten’ çekinmiyorlar. 

Diğerleri Avrupa’nın diğer ülkelerinde, elebaşları da ABD’de korunuyor ve Türkiye’ye karşı ‘sızıntı’ yapmaya devam ediyorlar.

***

Julian Assange, 1971 doğumlu bilgisayar programcısı. 1991’de ‘korsanlık’tan yakalanmış, kefaletle bırakılmış. 2006’da İsveç merkezli Wikileaks internet sitesini kurmuş. 

ABD’nin 2004-2009 arasında Afganistan savaşıyla ilgili tuttuğu belgeleri yayınlamış. 

Sonra çeşitli ülkelerin, kişilerin, şirketlerin e-maillerini… 

2012’de Londra’da Ekvador Büyükelçiliği’ne sığınmış. 

7 yıl korunmuş, vatandaşlık verilmiş. 

Önceki gün de ‘kovulmuş’ ve tutuklanmış.

***

Biz de dahil, dünya medyası Assange’ın teslim edilmesinden Ekvador’u sorumlu tuttuk. 

Ancak şu da gerçek: 

Ekvador, 7 yıl Assange’ı korudu, ihtiyaçlarını karşıladı, avukatlarıyla görüştürdü, internet erişimi sağladı. 

Assange buradan başta ABD olmak üzere birçok ülke ve siyasetçi hakkında ‘sızıntı’ları yönetmeye devam etti. 

‘Ülkenin uluslararası ilişkilerini tehlikeye attığı’ gerekçesiyle internet erişimi kesilince de Ekvador’u suçladı. 

Son olarak ‘Ekvador beni izliyor’ diye şikayet etti. 

Ekvador Başkanı Lenin Moreno“Bir misafirden beklenecek kurallardan daha azını koyduk ama onları da ihlal etti. Nezaketsiz ve agresif tavırları, Wikileaks’ten bize yönelik düşmanca ve tehditkar söylemler nedeniyle sığınma hakkını geri aldık” dedi.

***

Wikileaks’te yayınlanan belgeleri biz dahil bütün dünya medyası kullandı. 

Sadece ABD ordusundaki skandalları değil, birçok ülkenin diplomatik yazışmalarını, birçok kişinin özel e-postalarını da ‘ele geçirdi’ ve yayınladı. 

“Nasıl ele geçirdi, kim hangi amaçla sızdırdı, belli bir algı oluşturmak amacıyla ilgili başka belgeleri ‘çıkararak’ mı verdi” sorularına pek itibar etmedik. 

‘Bağımsız kaynak’ olarak gördük. 

Bir ölçüde böyledir. 

Ancak bu ‘masumiyeti’ kimlerin kullandığını biliyor olmamak daha önemlidir.

***

Sonuç; 

Assange ve Wikileaks’e ‘bağımsız medya’ olarak bakarken biraz ‘ölçülü’ olmak gerekiyor. 

Demirbaş Şarl’ın hikayesi bunlarla ‘tamamen’ örtüşmüyor elbette. 

Ama ‘uyandırıcı’ bir örnek. 

Mustafa Kartoğlu Diğer Yazıları