Yazarlar

Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

Almanya ırkçılıkla mücadelede Türkiye ile çalışmalı

Almanya’da son seçimlerde Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller’in kıpırdandığı görülüyor. 

Yükselen ırkçılığa tepki olarak okunuyor bu. 

DW’nin aktardığına göre, Badische Zeitung gazetesi, Hamburg’da ırkçı parti AfD’nin oy kaybetmesini ‘seçimin en güzel mesajı’ diye nitelemiş. 

Die Welt gazetesi, “Demokrasi yoluyla seçilen ancak demokrasiyi hiçe sayan bir parti olan AfD eyalette bitmek üzere. Hanau’daki cinayetler de bu partinin ne olduğunu bir kez daha açık bir biçimde ortaya koydu” yorumunu yapmış. 

Mannheimer Morgen gazetesine göre ise Hamburg’daki seçimde yerel konular daha çok rol oynadı; genel değerlendirme için örnek değil. 

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, BM İnsan Hakları Konseyi’nin Cenevre’deki toplantısında konuyu değerlendirirken; nefret ve ırkçılığın Hanau’da bir aşırı sağcının şiddet eyleminde yeniden ölümcül yüzünü gösterdiğini belirtti. 

Bu doğru bir saptama. 

Ancak Maas, ırkçılığa karşı küresel mücadele çağrısı yaparak biraz da sorumluluğu üzerinden atmış oldu.

***

Irkçılıkla elbette küresel mücadele edilmeli. 

Ancak bu, her bir noktada kimin ne yaptığıyla da ilgili bir şey. 

Almanya, kendi ülkesinde yükselen ırkçılıkla mücadele konusunu ‘uluslararası toplum’a havale etme lüksüne sahip değil. 

Bu konuda dayanışma göstermesi gereken ilk ülke Türkiye olmalı. 

Ki bu, diğer Avrupa ülkelerine de örnek olabilir. 

Heiko Maas, Adalet Bakanlığı döneminden bu yana Almanya siyasetinde ve Türkiye’de tanınan bir isim oldu. 

Başbakan Angela Merkel de 15 yıldır Almanya’nın liderliğini yürütüyor. 

Her iki ismin de Türk halkını rahatsız eden, kimi maddi hatalarla da dolu açıklamaları, tutumları oldu. 

Ancak bunlara rağmen Türkiye ile birlikte çalışmanın Almanya’nın da yararına olduğunu, olacağını da bilen en önemli iki isim onlar. 

Merkel başbakanlığı bırakmadan, iki ülke ilişkilerini de bozan ırkçılığa karşı ortak bir ‘arayış’ başlamalı. 

Aksi halde Merkel sonrası öngörülen ‘liderlik’ eksikliği, bu adımların atılmasını daha da zorlaştıracak.

***

Türkiye-Almanya ilişkileri, ‘Türk cinayetleri’ zanlısı iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) ve Türkiye’yi ‘yasadışı olarak dinleme’ zanlısı Dış İstihbarat Servisi’nin (BND) inisiyatifine bırakılamayacak kadar köklü ve önemli. 

Berlin, Almanya’dan çok ABD’ye çalışan bir dış istihbarat ile Almanya’da yaşayanların güvenliğinden çok ayrışmasını kışkırtan bir iç istihbaratın güdümünde çözüm politikaları üretemiyor. 

Almanya, ‘yabancılar üzerinde yoğunlaşan istihbarat’ politikasıyla ırkçılıkla mücadele edemez, aksi-
ne ırkçılık kazanmaya devam eder.

***

Sıradan insanları bile terörist haline getirebilen bir iklimden kurtulmanın yolu, konuyu BM’ye havale etmekten geçmiyor. 

Bunun için BM’nin hangi soruna ‘çözüm’ getirdiğine dair ortada bir örnek olması gerekir. 

BM bugüne kadar ‘endişe etme, kaygı duyma, üzülme, uyarma, karar alma’ dışında herhangi bir soruna çözüm getiremedi. 

Hiçbir kararı uygulayamadı, uygulatamadı. 

Almanya bunu en iyi bilen ülkelerden. 

Çözüm, ilgili tarafların ikili veya çoklu olarak ortak çalışmalarından çıkabilir. 

Almanya ve Türkiye, ortak çalışma konusunda en köklü deneyime sahip iki ülke. 

Mustafa Kartoğlu Diğer Yazıları