Yazarlar

Yılmaz Özdil’in 2500 liraya satılan kitabı epeyce gündem oldu.

Dün de 1881 adet satılan bu kitaptan birine sahip olamayanlar için Beşiktaş’ta bir kopyasının cam levha içinde sergilenmeye başladığı haberini okudum. 

Bu durumu oldukça komik bulanlar olduğu gibi, cehalete veya bir tür psikolojik rahatsızlığa yoranlar da oldukça boldu.

Yılmaz Özdil’in aşırı sembolizasyon yüklü bu pazarlama tekniğinin eleştiri yağmuruna tutulması da oldukça doğal. Hasılı böyle bir şeyle ortaya çıktığınızda bunun eleştiriye açık olduğunu da kabul etmek ve sızlanmamak lazım. 

Bu kitabı alanlar, almak isteyip de bulamayanlar ve maddi nedenle alamayanlar bir grup vatandaşımızı işaret ettiğine göre, komik, trajik, sorunlu bulmaktan öteye geçerek durumu çözümlemeye de çalışmak gerekir diye düşünüyorum. 

Yazarı ayrı bir konu; ancak kitabı alan veya destekleyen kesimlerin bunu bir tür politik eylem olarak gördüklerini fark etmemek imkansız. Bir politik enerjinin bu şekilde açığa çıkması, bu enerjinin makul, etkili ve itibarlı bir şekilde tüketilme imkanlarından yoksun olduğunu gösteriyor. Öyle ki, insanlar durumun garipliğini, trajikomikliğini –muhtemelen- bildikleri halde bu eyleme girişiyorlar. 

Burada meselenin “CHP’nin yokluğu ile var” halinin etkili olduğu açık. Son 16 yıllık güçlü AK Parti iktidarı karşısında kendisini güçlü, itibarlı bir şekilde temsil edilmediğini düşünen kesimler, burada oluşan negatif enerjilerini bir yolla harcamak, tüketmek ve görünür olmak isteyeceklerdir.

Yani bu kesim, kitap olayından da anlaşılacağı üzere ciddi anlamda SOS vermektedir. 

O zaman, dalga geçmenin dışında bu noktayı ciddiye almak durumundayız. Acaba Kemal Kılıçdaroğlu tam da böyle öfkeli, her şeye razı edilebilecek bir toplumsallık yaratmak için mi seçilmiştir, yoksa CHP’nin temsil ettiği toplum mühendisliği dağılıp çözülürken doğal şekilde mi bu halleri sergilemektedir? 

Hangisi olursa olsun, sonuç pek fark etmiyor. İster kasti, ister doğal sonuç olsun, bir kısım vatandaşımız her şeye –yeter ki Erdoğan hal olsun- razı olan bir ruh durumuna getirilmiş/gelmiştir. 

Hiç değişmeyeceği düşünülen bir düzenin değişmesi, hiç yitirilmeyeceği düşünülen imtiyazların kaybı, sadece kendi yaşam biçiminin makbul olduğunu düşünenlerin başka yaşam biçimleriyle yüz yüze gelmeleri ağır bir depresyon durumu yaratmış durumdadır. 

Bu depresyondan çıkışı ancak gerçeklikle barışmak ve aktör olmak sağlayabilir. Ancak bunu da bu yolu açacak siyasi bir aktörün zuhur etmesi sağlayabilir.

İşte, CHP o veya bu nedenle tam da bunu yapmıyor ve seçmenlerini infilak edecek bir ruh halinde tutmaya, elinden geldiğinde bu durumu daha da sertleştirmeye çalışıyor. 

Bu kitap da, tıpkı Gezi gibi, aslında CHP’nin tükenişinin ilanından başka bir şey değil. 

Markar Esayan Diğer Yazıları