Yazarlar

Emin Pazarcı

Emin Pazarcı

Savcılar göreve

Emin Pazarcı tüm yazıları

Vatandaş olarak gittik, oylarımızı kullandık. Ama seçim süreci bitmedi, devam ediyor. İtirazlar var, onlar değerlendiriliyor. 

Üstelik korkunç iddialarla karşı karşıyayız… 

Belgeleri ortalıkta dolaşıyor. Onlara bakıldığında ciddi oy kaydırmaları, iptaller ve kaçaklarla karşı karşıya olduğumuz görülüyor. Seçim sonuçlarını ne kadar etkiler bilemem. Ancak, vatandaşın kullandığı bir tek oyun bile başka yere kaydırılması büyük sıkıntı, büyük ahlaksızlık. Kim yaparsa yapsın milli irade hırsızlığı bu! Darbe ile millet iradesinin engellenmesinden farkı yok. 

Süreç bitmediği için itirazlar yapılacak, bunlar seçim kurullarında değerlendirilecek. Hatalar düzeltilecek, belki sonuçlar değişecek. 

Ama yetmez… 

İşin bir de hukuki boyutu var. Basit bir eylem değil bu. En hafifinden resmi evrakta sahtekârlık suçunu oluşturuyor. Bizim Ceza Kanunumuzda 5 yıla kadar hapis cezası var. Hem de bireysel olarak yapıldığı takdirde. Birkaç kişi bir araya gelip gerçekleştirirse, ya da örgütlü olarak yapılırsa ceza katlanarak büyüyor. 

İşin bu yönünü de ihmal etmemek gerekir. İtirazlarla birlikte suç duyurularını da yapmak şart. Gerekiyorsa bir avukat ordusu kurulmalı, sorumluların üzerine kararlılıkla gidilmeli. Suçluların cezalandırılması için elden gelen çaba sergilenmeli. 

Bu yapılmalı ki, herkese ibret olsun. Bir daha kimse bu tür operasyonlar gerçekleştirmeye cesaret edemesin. Özellikle Ak Parti ve MHP teşkilatları ile birlikte bütün savcıları göreve davet ediyorum. 

Türkiye bir hukuk devleti ise, hukukun gereği yerine getirilmeli. Halkın iradesiyle oynamanın sonuçları bir daha unutulmayacak şekilde herkese gösterilmeli. 

Milletin iradesine yapılan bu saldırı, sonuçlara itiraz edip sonra peşini bırakacak kadar basit bir iş değil!

***

Şimdi gelelim kesin olmayan sonuçlara… 

Ankara’da Yavaş ve İstanbul’da İmamoğlu’nun başkanlıkları kesinleşirse, çok ilginç bir tablo ve koalisyon yapısı ortaya çıkacak. Çünkü, belediye meclislerinde Ak Parti ve MHP ezici çoğunluğa sahip. Bir de Merkezi İdarenin yetkileri var. 

Mesela mevcut Genel Sekreteri görevden almaları için İçişleri Bakanı’nın onayına ihtiyaçları bulunuyor. 

ASKİ, İSKİ, EGO, İETT genel müdürleri gibi bazı yetkilileri vali onayı ile göreve getirebiliyorlar. 

Belediye Meclislerinin onayı olmadan şirketlere genel müdür ya da yönetim kurulu üyesi atayamazlar. Bütçe yapamazlar. Komisyon başkanlarını seçemezler. Belediye başkan vekillikleri için isim belirleyemezler. Vesaire, vesaire… 

Seçmen böyle bir tercih yaptı! Onlara sınırsız yetki vermedi, “Size güvenim tam” demedi. Tersine “Şehri birlikte yönetin” dedi. Üzerlerinde sıkı bir denetim mekanizması kurdu. 

Layusel değiller. Eğer şehre hizmet etmek istiyorlarsa Ak Parti ve MHP, ilaveten de Merkezi İdare ile anlaşmak zorundalar. 

“Ben böyle istiyorum, böyle yapacağım” diyemezler. Derlerse kıpırdayamazlar, iş yapamazlar.  

Onların arkasında seçmen iradesi varsa, belediye meclislerinin arkasında da aynı irade var. Tabii eğer yapılacak itirazlarla oyların yeniden sayılmasıyla sonuçlar değişmezse!

Emin Pazarcı Diğer Yazıları