Yazarlar

Emin Pazarcı

Emin Pazarcı

Savaştır bu, savaş!

Emin Pazarcı tüm yazıları

Eti ne, budu ne? Kaç kiloluk ağırlığı var? Ama cüssesine bakmadan Türkiye’yi tehdit edebiliyor! Yunan Başbakanı Çipras, Doğu Akdeniz’de doğalgaz aramaya devam etmemiz halinde Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar uygulanacağını söyleyebiliyor. 

“Kimsin sen? Yaptırım uygulasan ne olur, uygulamasan ne değişir?” demeyin. O bunları zaten kendi adına değil, ABD, AB ve İsrail gibi ülkelerin sözcüsü olarak söylüyor. Ne kendilerinin, ne de Kıbrıs Rumlarının Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arama gücü var. Çipras, batılı petrol şirketleri adına konuşuyor. 

Biz de “İçimizdeki yandaşlarınızı da alıp topunuz gelin” diyoruz. KKTC ile birlikte Kıbrıs’ta ortak tatbikat düzenleyerek, kararlılığımızı ortaya koyuyoruz. 

Mesele açık ve net aslında: Batı, büyüyen, gelişen, milli imkânları ile enerji pastasına ortak çıkan Türkiye’den rahatsız oluyor. Hem içimizdeki, hem de çevremizdeki unsurları kullanarak, bizi frenlemeye çalışıyor. Yunanistan ve Kıbrıs Rumları bu işe gönüllü olarak hazırlar zaten. Bize karşı kin ve düşmanlıkları hiçbir zaman bitmedi ki!

***

Şimdi bazı örnekler vermek istiyorum… 

Atina’nın merkezinde bulunan tarihi Mustafa Voyvoda Camii’ni müzeye çevirdiler. İbadete açılmasına izin vermiyorlar. 

Selanik’teki Hamzabey Camii’ni meyhane yaptılar. 

Girit’teki Hünkar Camii kilise oldu. Adını da Aziz Nikola koydular. 

Rodos’taki tarihi Osmanlı Camii, bugün pastane olarak faaliyet gösteriyor. 

Yunanlılara geçmeden önce Girit’te 76 cami, 9 medrese, 35 okul, 11 tekke, 5 imaret, 27 han, 28 hamam vardı. İkisi hariç, hepsinin yerinde yeller esiyor. 

İstanköy’de 11, Rodos’ta 33 cami harabe durumda. Enderun Camii, konser salonu olarak kullanılıyor. 

Dimetko’da 133’ü cami olan 187 Osmanlı eserinden sadece bir cami ayakta kalabilmiş. 

Gümülcine’de 76’sı cami olan toplam 295 tarihi eserden bugün sadece 2 cami ayakta. Onlar da harabe halinde. 

İskeçe’de 175 cami yerle bir edilmiş. Hiç biri yok bugün. 

Tek tek sayarsak, liste uzayıp gider. Zaman içinde düşmanca ve barbarca yok edilen yüzlerce eser daha ekleyebiliriz. Üstüne bir de 19 Mayıs’ın “Pontus Soykırım Günü” olarak kutlanılması için gösterilen çabaları koyabiliriz. 

Yeni değil, Yunanistan ve Rumlar yıllardır savaşıyorlar bizimle!

***

Bunları bir kenara koyun ve Ayasofya’nın ibadete açılmasından bahsedin isterseniz. Bakın Türkiye’de ve dışarıda nasıl bir kıyamet kopacak? 

İşte içinde bulunduğumuz durum budur bugün! “Dostluk ve kardeşlik” nutukları hep aleyhimize işledi bizim. Biraz silkelenip kendimize gelince de en tabii hakkımız olan doğal kaynaklarından yararlanmamızı önleme çalışmaları başlattılar. 

Bunların asırlardır biriktikleri kini kustuklarını, bugün bile savaşa devam ettiklerini anlatırsak, bu defa da içerideki elleri devreye girip, ağzımızı kapatmaya çalışıyor. “Vay sen nefret suçu işledin” vaveylası ortalığı sarıyor. 

Oysa içinde yaşadığımız acı gerçekler bunlar! Hiç unutmamamız, unutturmamamız lazım. Aksi takdirde bu coğrafyada ayakta kalmamız mümkün değil bizim. 

Aman ha “Sevgi pıtırcıkları” gözünüze perde indirmesin. En büyük felaketimiz olur bu! 

Emin Pazarcı Diğer Yazıları