Yazarlar

Emin Pazarcı

Emin Pazarcı

Dikkat!.. Dikkat!..

Emin Pazarcı tüm yazıları

Süre doldu, yumurta kapıya dayandı, İstanbullu seçmen pazar günü sandık başına gidecek. Belediye Başkanı’nı, eskilerin deyimiyle “şehreminiyi” seçecek. Güvenilir bir isme İstanbul’u emanet edecek. Çünkü, şehremini güven ve emanet anlamını vurgulayan bir ifade. 

İki aday var… 

Binali Yıldırım’ı zaten tanıyor İstanbullular. Ekrem İmamoğlu hakkında ise seçim kampanyası boyunca kamuoyu iyi kötü bir fikir sahibi oldu. Yıldırım’ın geçmişi, yaptıkları, duruşu ve bundan sonra izleyeceği yol belli. Herhangi bir tereddüdü yok kimsenin. İmamoğlu ise, “sürpriz yumurta” gibi! İçinden ne çıkacağı seçilip o koltuğa oturursa belli olacak. Şimdilik elde sadece bazı karineler var. Onlardan yola çıkarak, CHP adayının ortaya koyacağı portre hakkında bazı değerlendirmeler yapabiliriz… 

Mesela, 31 Mart seçiminin YSK tarafından iptal edilmesinden yola çıkabiliriz. Uzun uzun değerlendirme yapmaya gerek yok. Gerekçeli karar ortada. Pek çok usulsüzlük ve kirlilik bir araya geldi. Seçimin iptali mecburiyeti ortaya çıktı. Seçimi kim kirletti, oyları kimler çaldı?  Bence belli, ama bu sorunun cevabı yürütülen adli soruşturmalar sonunda netleşecek. Ancak şimdiden “31 Mart seçimleri organize bir şekilde CHP adayına destek için kirletildi, oylar da O’nu öne çıkarmak için çalındı” değerlendirmesini yapmak mümkün. 

Bu tespiti bir köşeye koyalım. 

İl Seçim Kurulu’na gece yarısı itiraz edip oy sayımlarını durduran CHP’nin daha sonra “Kim yapmış, ne yapmış, biz oyların sayılmasına karşı değildik” türünden beyanlarını da üzerine ekleyelim. 

Nasıl bir tablo çıkıyor ortaya?,. 

“Sürpriz yumurta” ifadesini boşuna kullanmadım!

***

31 Mart’tan bu yana pek çok gelişme yaşadık, çelişkilere şahit olduk biz… 

Bunlardan en çarpıcısı, kamuoyu önünde defalarca söz verilmesine rağmen, belediye çalışanlarının kapı önüne konulması. 

Gördük işte, CHP’nin İstanbul adayı da televizyonda “işçi çıkarmayacağım” dedi. Ama ardından işçi çıkaran belediyelere destek veren bir tutum içine girdi. 

Demek ki, verilen sözlerin hiçbir değeri yok! 

Şehremini seçeceğiz biz, ancak oy vereceğimiz kişiden emin değiliz. Verdiği sözleri tutup tutmayacağını garanti edemiyoruz. 

CHP adayı, karşımıza çıkıp dürüstlük nutukları atıyor. “Hak, hukuk, adalet, doğruluk” gibi kelimeleri peş peşe sıralayıp, üzerine bir de “kul hakkının öneminden” bahsediyor. Ardından Binali Bey’le gerçekleştireceği televizyon programı öncesi, moderatörle gizli ve kirli görüşmeler yapıyor. Cumhuriyet tarihimizde örneği olmayan bir skandala imza atıyor. 

Sözlerinin sık sık yalanlanması, elinde sürekli olarak salladığı sözde “belgelerin” gerçek olmadığının ortaya çıkması da cabası. 

Devletin valisine “it” deyip, net görüntülere rağmen “ben öyle bir şey demedim” inkârına sarılmasını saymıyorum bile! 

Şehremini, yani “şehrin emini” olabilir mi böyle bir isim? PKK’nın, FETÖ’nün, yabancı güçlerin, emperyalistlerin açıktan destek verdiği bir isme güvenilebilir mi? İstanbul seçmeninin işte bunları düşünerek sandık başına gitmesi lazım bence. Tekrarlıyorum, oyun değil bu, şehremini seçeceğiz İstanbul’a!    

Emin Pazarcı Diğer Yazıları