Yazarlar

Emin Pazarcı

Emin Pazarcı

 İşte fırsat!

Emin Pazarcı tüm yazıları

Doğu Akdeniz’de bir süredir ciddi gerilim yaşanıyor. Hedefte ise biz varız. Kıbrıslı Rumlar, Yunanlılar, Avrupa Birliği, Mısır, İsrail ve ilaveten ABD el ele vermiş, hem bizim, hem de KKTC’nin haklarını gasp etmeye çalışıyor. 

Özetle… 

KKTC’yi yok sayıyor, dışlıyorlar. Adeta, “Ada tamamen Rumlara aittir” diyorlar. Türkiye’nin Akdeniz’deki haklarını gasp etmek istiyorlar. 

Kıbrıs Türklerinin doğal kaynaklar üzerinde hiçbir hakkının olmadığını savunuyorlar. Ada’da Rumlar dışında unsur tanımıyorlar. 

İşbirliğine kesinlikle yanaşmıyorlar. 

Bu haksızlığa da ses çıkarmayıp teslim olmamızı istiyorlar. 

Biz de haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Fatih Sondaj Gemimizle doğalgaz aramaya devam ediyoruz. Rumlar alabildiğine saldırıyorlar. Gemi personelimiz ve bize destek veren şirket yöneticileri hakkında mahkemelerinden tutuklama kararları çıkarıyorlar. Yok hükmünde olan ulusal bir kararla uluslararası haklarınızı baskılamaya çalışıyorlar. 

Amaçları gerilimi artırıp Türkiye’nin geri adım atmasını sağlamak. 

Ama kararlıyız! Bırakın geri adım atmayı, ileriye doğru hamleler yapıyoruz. Fatih’e ek olarak Yavuz’u hazırlıyoruz. Onu da yakında Akdeniz’e gönderecek ve sondaj çalışmalarına bir yerine iki gemiyle devam edeceğiz. 

Yetmiyor, doğal kaynakların paylaşımı üzerinde yükselen bu gerilimin artmasına yönelik tedbirler de alıyoruz. Rusya’dan S-400’leri teslim almaya hazırlanıyoruz. Ülkemizi muhtemel saldırılara karşı korumak için gerekenleri yapıyoruz. 

Olması gerekenlerdir bunlar. Çünkü, baskılarla, tehditlerle sindirilecek, elimize vurulup ekmeği alınacak bir ülke değiliz biz artık.

***

Bunlar son derece önemli gelişmeler. Milletçe ayağa kalkmamız gereken haksızlıklar ve dayatmalarla karşı karşıyayız… 

Ancak, şimdilik İstanbul seçimlerinin gölgesinde kalmış durumda. O yüzden ön plana çıkmıyor. Ayrıca özellikle bu gelişmelerin üzerini örtmek, görmek ve göstermek istemeyenler de var. 

Bence İstanbul seçimlerini bile etkileyebilecek gelişmeler bunlar: 

Mesela, CHP Adayı Ekrem İmamoğlu açısından bulunmaz bir fırsat. Bu gelişmeler üzerinden önemli çıkışlar yapabilir. Kendisiyle ilgili eleştirilerin tamamının üzerini kapatabilir. İstanbul’u bırakıp, sık sık “Türkiye’yi yönetmek” gibi ifadeler kullandığına göre, bu ülkenin hak ve menfaatlerine sahip çıkabilir. Ordu Valisi için sarf ettiği sözlerin bir kısmını Kıbrıslı Rumlar, Yunanlılar ve onların arkasındaki güçler için kullanabilir. Türkiye’ye karşı kurulan kumpaslara “korsanlıktır, ahlaksızlıktır” diyebilir. Milli bir tavır ortaya koyabilir. 

Ama susuyor, konuşmuyor, tek kelime etmiyor. 

S-400 alımına olumsuz bakıp ahkâm kesebiliyor; fakat bu ülkeyi sıkıştırmaya çalışanları görmezlikten geliyor. Türkiye’ye kumpas kuranlara tepki gösterip gereken tavrı almaktan sanki özellikle kaçınıyor. 

Durum bu olunca “neden” diye sorgulama hakkımız doğuyor bizim! Hatta bu hepimiz için kaçınılmaz bir görev! 

Neden İmamoğlu bunlara karşı tek kelime etmez, hep onlara gülücükler gönderir? Niçin kendisine bu tavrının sorulmasına tepki gösterir? 

Neden, neden, neden?.. 

Emin Pazarcı Diğer Yazıları