İki takımın hücum planları arasında büyük fark var. Fenerbahçe’nin atağa çıkarken ne yapacağını tahmin etmek güç değil, dolayısıyla önlem alınması da. Skor üretmeleri için rakip defansın ‘basit’ hata yapması gerekiyor çoğunlukla.
Ama Trabzonspor’un farklı düşüneni, ezber bozanı çok. Adam eksilten, rakip defansı şaşırtacak isim çok bordo-mavililerde, tıpkı buldukları golde olduğu gibi: Abdülkadir kimsenin beklemediğini yaptı, aşırtma pas verdi, Yusuf Yazıcı zor pozisyonda topu düzeltmek yerine ayağının içi ile golü attı. İki takım arasındaki kalite farkı da bu golle özetlenebilir aslında: Dar alanda farklı ve çabuk düşünmek, özgüven ve klas son vuruş..
34’te Fenerbahçe’nin eline de bu goldeki gibi bir fırsat geçti: Takımın en tecrübeli ismi Mehmet Topal’a top geldi, en yakın rakip 2 metre mesafedeydi neredeyse, Soldado kaçtı, Topal aşırtmaya çalıştı ama top auta çıktı. Kalite farkının bir örneği de Abdülkadir Ömür ile Mehmet Topal’ın benzer pozisyonlarda verdikleri pasla anlatılabilir kolayca..
Ünal Karaman genç-kalite, Ersun Yanal ise tecrübe-sistem ve biraz da sertlik içeren anlayışıyla mücadele etti uzun süre, bu yapının açık ara üstünü, top rakipte daha fazla kalsa da Trabzonspor’du. Yanal, Velbuena tercihiyle kalite, Eljif ile enerji katmak istedi oyuna, işe de yaradı; beraberlik şansı direğe takıldı. Ünal Karaman’ın müdahale için 78’i beklemesi ve tercihini takımın en kötüsü Nwakaeme değil de Yusuf’tan yana kullanması şaşırtıcıydı. Hele 10 kişi kalan rakipten büyük baskı yerken ikinci değişiklik için 88’i, son hamle için -kuralmış gibi- uzatmaları beklemesi daha da ilginçti!
22 yıllık kötü istatistiği yıkmaya çok yaklaştı Trabzonspor ama Uğurcan’ın büyük direnişi, tecrübe eksikliği bariz ortada olan Ünal Karaman’ın –çok geç kalan- yanlış değişikliklerine takıldı.