Sosa’nın ateşleyici gücü olmayınca Trabzonspor’un bu kadar yetersiz kalması kabul edilebilir gibi değil. İlk yarıda Yusuf’un Sörloth’u kaleci ile karşı karşıya bıraktıran pası dışında son dönemlerin en etkisiz futbolunu oynadılar. Hocasız-moralsiz Göztepe karşısında iki ve üçüncü bölgedeki 6 oyuncudan hiçbir verimin çıkmadığı, tek birinin bile vasatı aşamadığı ender bir ilk yarıydı. Hücumu geçtik, takım defansına katkıları da olmadı.
Ünal Karaman’ın ısrarla farklı tandeme yer vererek kafaların sürekli karıştığı defans, kaleci dahil her pozisyonda ecel terleri döktü. Topu rakibe verip hatayı bekleyen ve ani ataklarla sonuç arayan Göztepe’nin planladığı her şey çok kolay gerçekleşti, Halil çok rahat pozisyonda ortaladı, Jerome rahat bir gol attı!
Devre arası telkinleri, oyuncu değişiklikleri ve taraftar baskısıyla ikinci yarıya hızlı girdi Trabzonspor. Daha istekliydiler bu kez ama pozisyon üreten-tehlike yaratan Yusuf Sarı ile Avdijaj ikilisi vardı sadece. Yusuf rakibi çok zorladı, sağ kanadı etkili kullandı. Ünal Karaman, gol kaçırdığı için ikinci yarıda oyuna soktuğu Avdijaj’ı cezalandırıp kenara aldı ama o ana kadar pozisyona giren, arayışta olan tek isim de oydu!
Yerine giren Koray’ın kafa vuruşuna Beto’nun direnişi ve son saniyede Novak’ın kaçırdığı pozisyonlar bir yana, camianın teselli bulduğu “Ligin en iyi futbol oynayan ekibi” söylemlerine yakışmayan bir performansla yenildi Trabzonspor.
Bu arada; Fırat Aydınus’un Sörloth’a ceza sahası içinde yapılan net faule gri kararı vermesini “Hakemlerin VAR’ı bitirme eylemi”nin bir parçası olarak görmeli belki de. O ‘gri’ karar sanki Trabzonspor’u da anlatıyordu; ne var, ne yoktu!