Transferde 16 oyuncu alıp Sörloth’un dışında sadece 3’ünden kısmen verim alan Trabzonspor için sakatlıkların çokluğu büyük handikap gerçekten. Yedeğin bile sakatlandığı, onlara cezalı isimlerin eklendiği, Ünal Karaman’ın C Planı’na geçerek 11’i kurabildiği bir takım için, ilk dakikalarda Ankaragücü oyuncularının yaptığı hata maçın tamamına etki etti adeta. Topu kapıp müthiş dripling sonrası gelen Sörloth’un golü, Trabzonspor’a güven verdi, zor günler geçiren kırılgan Başkent ekibini ise fena sarstı. Maç sanki 6’ncı dakikada bitmişti. Teknik ekip değişimi, kongre süreci ve kötü sonuçlar nedeniyle hassas dönemden geçen Ankaragücü’nün oyun planlarının bir golle bu kadar allak bullak olması inanılır gibi değil. Gole hemen yanıt vermek istediler, oyunu önde kurmaya, böylece, defansta büyük boşluklar vermeye başladılar. Pozisyon verdikçe panik ve stres tavan yaptı adeta, 10 kişi kaldılar. İlk yarının tek golle bitmesi ev sahibi ekibin tek şansıydı. Bunda Sörloth’un iştahlı oyununa Nwakaeme başta olmak üzere diğer bordo-mavililerin ayak uyduramaması da etken oldu. Devre arası motivesiyle ikinci yarıya çıkan Ankaragücü’nün direncini yine çok erken dakikalarda, bu kez Yusuf Sarı kırdı. Sonrasında her şey kolaylaştı, Nwakaeme bile 1 gol 1 asistle oynadı. Hatta Bordo-Mavililer rahatlığa o kadar kendilerini kaptırdılar ki, 3-0 öndeyken 10 kişi kalan rakibine kontra bile verdiler! Galatasaray maçı öncesinde böyle bir sonuç, sakatlık riski ve kart sınırındaki isimlerin maçı sorunsuz tamamlamaları Trabzonspor adına güzeldi, Ankaragücü taraftarının kulübe bağlılığı ise kelimelere sığacak gibi değildi!