Uzmanlar, koronavirüse karşı anne adaylarını uyardı!

Koronavirüs sürecinde anne adaylarını uyaran uzmanlar, hamile olanların kendilerini ev ortamında korumaya alması gerektiğini belirtiyor. Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Özlem Pata, “Gebelikte Covid-19 anneden bebeğe geçmiyor, ama gebelik sonrasında dikkatli olunması gerekiyor.” Dedi.

Uzmanlar, koronavirüse karşı anne adaylarını uyardı!

AA

Koronavirüs sürecinde anne adayları virüsten korunma yollarını merak ediyor. Uzmanlar, bu süreçte tedirgin olan anne adaylarını uyarıyor. Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Özlem Pata, "Koronavirüs salgın günlerinde dışarı çıkmak akılcı değil. Annelerin kendilerini ev ortamında korumaya alması gerekir. Gebelikte Covid-19 anneden bebeğe geçmiyor, ama gebelik sonrasında dikkatli olunması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Yazılı bir açıklama yapan Pata, Koronavirüs sürecini ‘savaş’ olarak belirterek, “Tüm dünya ve Türkiye maalesef ki kötü bir dönemden geçiyor. Gerçekten bir savaş var ve bu savaş tüm insanlığın bir virüse karşı savaşı. Koronavirüs salgın günlerinde dışarı çıkmak akılcı değil. Annelerin kendilerini ev ortamında korumaya alması gerekir. Gebelikte Covid-19 anneden bebeğe geçmiyor, ama gebelik sonrasında dikkatli olunması gerekiyor Gebelik kadın yaşamında ayrı bir dönem bu dönemde kadın vücudunda birçok fizyolojik değişiklikler meydana geliyor. Bu değişiklikler bazı durumlara karşı kadını korurken bazı durumlara karşı duyarlılığını ve cevabını değiştiriyor.

Örneğin grip virüsü (influenza), Corona grubu (SARS-CoV, MERS-CoV) virüsler gebelerde daha şiddetli seyredebiliyor. Hatta bu virüse bağlı öldürme oranları normal popülasyona göre daha fazla gözlenebiliyor. Covid-19 yeni tanımlanan ve son 6 aya kadar hiç tanımadığımız bir virüstü. Biz daha önceki viral enfeksiyon örneklerine bakarak Covid-19’un gebeler üzerine etkilerinden çok korktuk. Ama Çin ve İtalya’nın sayıları kısıtlı da olsa ‘Covid- 19 pozitif’ gebelere baktığımızda özellikle gebelerin bu viral enfeksiyonu daha şiddetli geçirdiği gözlenmedi. Sadece erken doğum ve ‘fetal distress’ riski, yani bebeğin sıkıntıya düşme hali sanki biraz daha fazla gibi görünüyor." ifadelerini kullandı.

Gebelerin bu enfeksiyondan korunmak için diğer insanlardan farklı olarak yapması gereken herhangi bir şey olmadığını ifade eden Pata “İzolasyon çok çok önemli. Bu süreçte mümkün olduğunca dışarı çıkmamalılar, beslenme düzenlerine dikkat etmeliler, bol sıvı almalılar. Çünkü bu virüs boğazdaki hücrelerde ürüyor ve sonra akciğerlere iniyor, mide asiditesinde ise yok oluyor. Ayrıca temizlik de gerçekten çok önemli. Ellerin sabun ile uygun şekilde yıkanması çok önemli. Hastanelere veya sağlık kuruluşlarına da kontrolleri dışında mümkün olduğunca gitmemeleri ve kontrollere giderken maske takmaları önemli." değerlendirmesinde bulundu.

Toplumsal olarak beslenme bilincinin zayıfladığını vurgulayan Pata şunları kaydetti:

“Toplum olarak kötü beslendiğimiz kesin. Çünkü beslenme bilincimiz yok, beslenmede dengeli öğün dağılımı genellikle başarılamıyor, aşırı veya yetersiz beslenmeye bağlı olarak gelişen sağlık sorunları gün geçtikçe artıyor. Düzenli beslenme önemli. Bol proteinli sebze ve lif ağırlıklı gıdalar ile meyve tüketmek önemli. Bunun yanında kalsiyum açısından süt ve süt ürünlerini öğünlere eklemek gerekir. Dünya Sağlık Örgütü günde minimum 5-9 porsiyon meyve sebze tüketilmesini öneriyor. Bunu günlük beslenmesinde sağlayamayan bireylerin yaşa ve cinsiyete uygun günlük bir multivitamin almalarını öneririm. Bunun yanında özellikle C vitamini viral enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisi biliniyor. Bu dönemde buna da dikkat etmek gerekir. Ayrıca evde kalmak demek fazla ve kalorisi yüksek gıda tüketip egzersiz yapmamak demek değil. Obesite çağın hastalığı, evde de yapılacak egzersizler var unutmamak gerek.”

D VİTAMİNİNİ İHMAL ETMEYİN

Gebelerin, evde kaldığı sürece güneş görmediğini ve D vitamini eksiklikleri yaşadığını ifade eden Prof. Dr. Özlem Pata, “D vitamini sadece kas kemik gelişimimiz için değil, vücut savunma mekanizmasından metabolizmamıza kadar tüm sistemlerin fonksiyonu açısından önemlidir. Eksikliğinde raşitizm, osteoporoz-kırık riskinin arttığı biliniyor. Ama son çalışmalar, kanserlerle ilişkisi, otoimmün hastalıklar, kalp hastalıkları, şeker hastalığı, şizofreni ve depresyon, ayrıca karaciğer ve akciğer hastalıkları ile ilişkili olduğunu ortaya koydu. Covid-19 pandemi sürecinde de gebelerin D vitamini depolarının eksilmemesi çok önemli. D vitamini besinlerden alınabilir. Örneğin yumurta, ceviz, mantar, balık D vitamin açısından zengin gıdalardır ama güneş ışınları ile de kendi vücudumuz D vitamin üretebilir. Şu günlerde dışarı çıkamadığımız için D vitamini depolarımızda eksiklikler görülebilir. Türkiye’de yapılan çalışmalar annelerde yüzde 40-80, yenidoğanlarda yüzde 80-97 oranlarında D vitamin eksikliği olduğunu göstermektedir. Hatta Sağlık Bakanlığı tüm gebelere D vitamin alımını önermektedir. Bu nedenle D vitamini depoları kontrol edilerek, uygun dozda D vitamini almak gerekir." ifadelerini kullandı.

Pata, her yaşın ve cinsiyetin vitamin ihtiyacının farklı olduğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yaşamın her döngüsünde insan metabolizması aynı değildir. Yenidoğan dönemi, bebeklik, çocukluk, ergenlik, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde ihtiyacımız olan besin öğeleri, vitaminler, sıvı ihtiyacı ve bunların dengesi değişir. Bunun dışında cinsiyete göre de ihtiyaçlar değişiklik gösterebilmektedir. Bundan dolayı dışarıdan vitamin takviyesi alınacak bile olsa cinsiyete, yaşa ve ihtiyaca uygun vitaminler seçilmelidir. Kadınları ele alacak olursak her ay menstrual kanama döngüleri vardır. Kimi az kimi fazla kanama görür. Buna bağlı olarak da demir ihtiyacı değişir. Gebelik dönemi ise tamamen farklı bir dönem. Bu dönemde 2 farklı canlının, anne adayı ve fetüsün sağlıklı yaşamını, gelişim ve büyümesini düşünmek zorundayız. Bazı besin öğeleri ve vitamin eksikliklerinde bazı anomalilerin arttığını biliyoruz. Bu nedenle içerisinde uygun miktarda folik asit içeren bir multivitamin alınması önerilmektedir. Ve bu takviye ile tüm dünyada nöral tüp defektlerinin 8 kat azaldığı bilinmektedir. Haftada iki defa balık yenmeli, yenilemiyorsa Omega takviyesinin alınması gerekir. Bu, anne ve bebek sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Bunlar dışında Akdeniz tarzı beslenme ile gebeliğe bağlı şeker hastalığının azaldığı ayrıca anne ve gelecek neslin kronik sağlık problemlerinin de azalabileceği ispatlanmıştır.”

Covid-19’un gebelik sırasında anneden bebeğe geçmediğini ama doğum sonrasında bebeği emzirirken maske takılması gerektiğini kaydeden Pata, “Bu virüs gençlere ve çocuklara kibar davranıyor gerçekten ama bu bir şey yapmayacağı anlamına gelmemeli. Özellikle evlerinde bebek ve çocukları olan aileler de çok dikkat etmeli. Çocuklarında izolasyona ve 20 saniye boyunca sabunla el yıkamaya, ayrı havlular kullanmaya çok dikkat etmeliler. Gebelik döneminde anneden bebeğe doğrudan geçiş yapmadığı düşünülüyor. Ancak doğumdan sonra durum değişiyor. Covid-19 pozitif anneler bebeğini emzirebilir mi, diye düşünürsek anne sütünün yarar ve zarar oranına bakıldığında emzirme öneriliyor ama emzirme sırasında annenin maske takması özellikle belirtiliyor.” ifadelerini kullandı.

Tüm Mor Papatya haberleri için tıklayın